BİR KİTAP: PEMBE EVDEKİ ÖLÜ / AGATHA CHRISTIE
Keder gerçektir. Kendini çok kötü hissedersin. Sanki senden bir parça kopup gitmiştir. Ama bir yandan da seni etkiler, seni değiştirir, olgunlaştırır.
Beresford çiftinin huzurevinde kalan huysuz teyzeleri Ada'yı ziyareti ile başlıyor maceramız. Tommy, teyzesi ile sohbet ederken, Tuppence'de huzurevinin bir başka sakini Bayan Lancaster ile tanışır. Bu sevimli kadın, şöminenin arkasındaki ölü bir çocuktan bahseder sohbet esnasında. Başlarda çok ciddiye almaz çiftimiz bu söyleneni. Sevimli bir ihtiyarın hayal ürünü olduğunu düşünürler.
Bir kaç hafta sonra, Ada teyzenin vefat etmesi sonucu, yeniden huzurevine gittiklerinde, bu tatlı kadının yakınları tarafından götürüldüğünü öğrenirler. Hatta teyzeleri vefat etmeden önce Bayan Lancaster, ona güzel bir tablo hediye etmiştir.
Hediye edilen tabloda pembe bir kır evi resmedilmiştir. Tuppence, bu evi bir yerlerde gördüğünden çok emindir. Bir yandan evi nerede gördüğünü hatırlamaya çalışırken bir yandan da Bayan Lancaster'in aniden huzurevinden ayrılmış olmasının merakı, bu sevimli çifti heyecan dolu bir maceraya yönlendirir. Çünkü, başlarda ciddiye almadıkları ölü çocuk hikayesi, kafalarını kurcalamış ve bu sevimli ihtiyarın hayatının tehlikede olacağından şüphe etmeye başlamışlardır.
