BİR KİTAP: JANE EYER / CHARLOTTE BRONTE
“Dayanmak boynumun borcudur, mademki kaçınılmaz bir şey! Mademki alnımıza yazılmış, çekeceğiz. Yazgımız olan bir şeye çekemem demek saçmalık.”
"Ama ne yazık ki insanın elinden geleni yapması her zaman derde derman olmuyor."
Charlotte Bronte'nin "Jane Eyer" kitabını ilk kez 8. sınıfta okuduğum zaman Rus dilinde okudum, sonra iki kez daha okudum.
Bu defa kitabı kendi dilim gibi sevdiğim Türk dilinde okumaya karar verdim. En çok severek okuduğum Charlotte Bronte'nin "Jane Eyer" kitabının yorumu ile geldim.
Kitabın baş karakterlerinden biri olan Jane Eyer çocukluğunda babaannesini kaybederek dayısının evine sığınır.
Jane Eyer'in dayısının ölümünden sonra yengesi ve dayı çocukları on yaşında olan Jane Eyer'e karşı çok kötü davranırlar. Zengin malikâne zavallı Jane Eyer için bir zindana çevrilir. Sonunda yengesi Jane Eyer'i yatılı okula gönderir.
Burada Jane Eyer hem açlık hem de hastalıkla mücadele ederek başarılar kazanır.
Eğitimini tamamladıktan sonra Jane Eyer Thornfield Malikânesinde Adel isminde küçük kızın mürebbiyeliğini üstelenir.
Thornfield Malikânesi’nin efendisi Mr. Rochester ile tanışan Jane Eyer önce evin efendisi ile arkadaş olur, sonra farklı duygular besler.
Bu zaman aşamasında Thornfield Malikânesi’nde çok gizemli olaylar baş verir. Mr. Rochester de Jane Eyer'e aşık olur ve evlilik teklifinde bulunur. Evlilik teklifine olumlu cevap veren Jane Eyer nikâh zamanı Mr. Rochester’ın zırdeli bir kadınla evli olduğunu öğrenince Thornfield Malikânesi’ni terk eder.
Bir müddet zor durumda olan Jane Eyer akrabalarını bulur ve halasının oğlu John Jane Eyer'i sevmeyerek olsa da evlilik teklifinde bulunur.
Bundan sonrasında kitaptaki olayları merak ediyor olursanız o zaman Charlotte Bronte'nin "Jane Eyer" kitabını okumanızı tavsiye ederim. Kitapla ve sevgi ile kalın dostlar.
Editör: Dilek Tuna Memişoğlu
