BAYRAMLAR
Özel günler özlem doludur, hasret doludur. Hazırlıkların yapıldığı, herkesin bildiği değil de sıradan olmayanı, az da olsa herkese sevdiği yemeği yapmayı ya da yapılanlara küçük bir parça ilave ederek herkesin damak zevkine göre hoş tatlar bırakmak istersin.
Maksat gönül almaktır. Gönlü hoş etmektir. Bayramlarımız en özelimiz değil mi? Ne den o gün kendilerini özel hissettimeyelim? Yapılan hazırlıkları tek tek gözden geçirirsin. Lüks bir restoranın şefi gibi 'her şey mükemmel olmalı' dersin kendi kendine ve beklemeye başlarsın.
Gözlerin yolda, kulakların sestedir. Saatler geçmiş, zaman ilerlemiş, akşam geceye bırakmıştır sırayı. O günü misafirsiz geçireceğini düşünürken ayak seslerinin kapıya kadar yaklaştığını duyarsın.
Yüreğin hızla çarpar 'geldiler' dersin ve kapın çalar. Allah'ım şükürler olsun! Hasretle sarılırsın. Tek tek kokularını içine çekersin. Nefesini dışarı bırakmak zor gelir! Vakit geç de olsa, bayram sofrası kurulur. Her yere yemek kokusu yayılır.
Evi ev, yuvayı yuva yapan yemek kokusu değil midir? Sohbet ne hoştur çay eşliğinde sevdiklerinle. İlk günün mutluluğu tüm yorgunluğunu alır götürür. 'Selametle gidin' diye Allah'a emanet ederek yolcu edersin sevdiklerini.
Umutsuzluk bize göre değil. Yarını var bunun, daha sonraki günü var. Elbet gelecekler başka beklenenler. Ertesi gün yine aynı heyecanla alelacele, ayak üstü yaparsın kahvaltını. Çok sevdiğin çayı demlemek bile zaman kaybı gibi gelir. Evine de özenir, tekrar gözden geçirirsin.
Her şey temiz ve düzgün olsun istersin.
Yetişkin insansındır ama o beklemeler yok mu, insanın yüreğini minnacık bir kız çocuğuna dönüştürür.
Çocuk saflığı ile beklersin özlemini çektiğin sevdiklerini. Bayramı bayram yapan, sevdiklerinle paylaşılan güzellikler olduğu kadar, kapınızı çalan bayram çocukları, yolda karşılaştığınız, hiç tanımadığınız insanlara verilen 'hayırlı bayramlar' selâmıdır.
Kabristan ziyaretleri ise hüznün yüreğinize çöreklendiği yerdir! Bir çok özelliğin, güzelliğin, paylaşıldığı gündür bayramlar.
Editör: Ümmügülsüm Hasyıldırım
