10 Kasım'da Atatürk'ü Anmak ve Anlamak

Dilek Tuna Memişoğlu

09-11-2023 20:40

Advert

Mustafa Kemal Atatürk’le tanışmam, ilkokula başladığım yıl olmuştu. Okul koridorundaki büyük boy fotoğrafını görünce önünde öylece kalıp, hayranlıkla uzun uzun incelemiştim.

Çocukluğumun eski sayfalarında kalan o  Atatürk fotoğrafı, hâlâ hafızamda tüm tazeliğiyle durur. Başında bir kalpak, üniformalı, elinde dürbünü, bakışları keskin, mağrur, haşmetli bir Atatürk portresi…

Zil çalıp teneffüse çıktığımda, sonra tekrar sınıfa girerken Atatürk’ün o fotoğrafı sanki sessiz sözsüz çağırırdı beni.
Önünden geçerken durur, tek tek tüm detaylarını incelerdim çocuk gözümle. 

Sonraki dönemlerde ona olan hayranlığım hayat hikâyesini kitaplardan öğrenmemle, öğretmenimden dinlediklerimle arttı.
Annesini, babasını, küçük yaşta yetim kalışını, gittiği okulları… Bir müddet dayısının yanında kaldığını…

Benim yaş grubumdakiler, O’nun dayısının çiftliğindeki karga kovalama hikâyesini çok iyi hatırlarlar. Küçük Mustafa’nın karga kovalarken çizilmiş resmi uzun süre ilkokul kitaplarımızda yer aldı.
Zaman içinde bir bir katıldığı savaşları, tarihlerini öğrendik.
Hatta tek tek ezberledik.

Özlü sözleri hafızalarımıza kazındı;
“Ne mutlu Türküm diyene’
“Türk, öğün, çalış, güven”
“Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
“Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.”
“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.”
“Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin.”
“Bütün ümidim gençliktedir.”

Ve daha yüzlerce özlü sözünü okuduk Atatürk’ün. Hemen her konuda incelikle kurulmuş cümleleri vardı. Her birini ne zaman okusak, haklı olduğunu gördük.
Milli Bayramlarımızda Atatürk’ü, ona en yakışır şekilde andık. Onu anlatan şiirler, yazılar okuduk.

Her 10 Kasım’da içimizi bir hüzün kapladı. Üzüldük, ağladık hatta. Ölüm saati olan 9’u 5 geçe milletçe elimizdeki işi gücü bırakıp, olduğumuz yerde saygı duruşuna geçerek, sessizce andık Atamızı. 
Atatürk bizim bitmeyen sevdamızdı 
Çocuk aklımızla; “Düşmanı yurttan kovdu, Cumhuriyeti kurdu, bize bu yurdu verdi. “ dedik her seferinde.
Hâlâ da diyoruz ve onu en güzel şekilde anmaya çalışıyoruz.

Sanki son yıllarda Mustafa Kemal’i daha iyi anlamaya ve tanımaya başladık.
Şimdilerde, gerçek mânâda nasıl özel bir insan olduğunun daha çok farkındayız.

Adeta bu millet için seçilmiş bir insan olduğunu… Ne kadar çok yönlü olduğunu…
Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk
Her şeyden önce çok iyi, ileri görüşlü bir asker, Başkumandan Mustafa Kemal… 

Onca savaşı, insanı, ustalıkla, ileri görüşlülükle idare etmek, kazanmak; ardından da bir ülkeyi yoktan var etmek her insanın yapabileceği bir iş değil…

Savaşta da, barışta da düşmanlarının saygı duyduğu bir lider 
Güçlü, çalışkan, gururlu, kararlı, planlı, akıllı, sevecen, saygılı, görgülü, beyefendi, vatanına sevdalı, çelik gibi iradeli bir lider…
Bir yandan savaşları yönetirken, diğer yandan ülkesinin tüm ihtiyaçlarını bir bir saptayıp; savaş sonrasında yapılması gerekenleri uygulamaya koymuş.

Yeni Türk Cumhuriyeti’ni adım adım, ilmek ilmek inşa etmiş. Türk tarımını, ekonomisini, sanayisini, eğitimini, adalet sistemini, sağlık sistemini, savunmasını hepsini tek tek düşünüp, gerekli kurum ve kuruluşları oluşturmuş;

Kâğıt, kumaş, şeker, silah, uçak, demir-çelik, cam fabrikaları…
Barajlar…
Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu …
Okullar, üniversiteler, hastaneler, tarım kooperatifleri…
Yeni bir ülke için gereken tüm kurumlar… 

Her birini özenle, araştırarak, bin bir emekle kurmuş. Bir milletin yoktan nasıl var edileceğini en güzel, detaylı şekliyle bizlere göstermiş.

UNESCO tarafından “yüzyılın lideri” ünvanı verilen Atatürk’ün daha o kadar güzel özellikleri var ki…
Her şartta oldukça şık ve bakımlı giyinirmiş mesela. Elbiselerini kendisi tasarlarmış. Her bir fotoğrafında şık, karizmatik, özenli görürüz onu…

Ata binmeyi, yüzmeyi, okumayı çok severmiş 
Atatürk, cephede bile fırsat buldukça okurmuş. Yaklaşık 4000 kitap, dile kolay… Anıtkabir’de sergilenen kitapları görüyoruz ki altını çize çize okumuş…

Bir sohbetinde; “Ben çocukken fakirdim. Elime iki kuruş geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiç birisini yapamazdım.” der bu değerli insan…

Onca işinin arasında 14 tane de kitap yazmış. 
Geometri, Medeni Bilgiler, Bölüğün Muharebe Eğitimi…
Açı, açıortay, alan, artı, beşgen, üçgen, çember ve daha birçok matematik terimini Türkçemize kazandırmış.

Bildiği yabancı diller…
Atatürk, okuma-yazmaya tutkulu olduğu gibi, yabancı diller konusunda da ustaydı.
Fransızca’yı yazıp, konuşabilir; Almanca’yı ise anlar ama pek konuşmazdı. Farsça ve Arapça’yı mükemmel derecede bilirdi.

Ağaçları, doğayı, hayvanları çok severdi.
Cumhuriyetin ilk yıllarında bugünkü Atatürk Orman Çiftliği’nin olduğu arazinin çoğunluğu bataklıkmış. Atatürk, kendisi de çalışarak bu arazinin ağaçlandırılmasını, çok güzel bir çiftliğe dönüşmesini sağlamış.
Dünyada o yıllarda bir ağacı kestirmemek için koca binayı kızaklarla yana çektiren başka bir lider duydunuz mu hiç?

Yoktur zaten… 

Yürüyen Köşk
Yalova’daki çiftlikte bir binanın yanındaki çınar ağacının kesileceğini öğrenince buna engel olur ve ağacı kestirmez. Bunun üzerine binanın çevresi kazılır ve raylar döşenerek koca bina ağaçtan uzağa çekilir… O binanın adı “Yürüyen Köşk” olarak anılır. Böylesine ağaç ve yeşil sevdalısı bir liderin ağaç sevgisini tarih böyle yazar…

Kadınlara, çocuk ve gençlere değer veren lider
Atatürk, çocukları, gençleri ayrı severdi. Onları önemser, ülkenin geleceği olarak görürdü. Öyle ki iki büyük kıymetli bayram hediye etti onlara…
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı…
Dünyada kadınlara yeterince değer verilmezken; onların siyasetten, eğitime, hayatın her alanında yer alması için elinden geleni yapan bir liderdi bizim Atatürk’ümüz.
Yaşamın içinde gece gündüz çalışırken, tüm bunlara zaman ayırabilmeyi başarabilmiş.

Kısacık ömrüne koca bir devleti kurmayı sığdırmış.
Milyonlarca kişinin sevgisini, saygısını kazanmış… Atatürk sevdası bu milletin kaderinde, gönlünde, geçmişinde, geleceğinde kalın çizgilerle, yaldızlı harflerle yazılı…
Hiç silinmemecesine

Saygıyla anıyoruz seni,
Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Atatürk…

DİĞER YAZILARI Hıdırellez 01-01-1970 03:00 Galata Kulesi Aşk ve Kule İşçilerinin Türküsü 01-01-1970 03:00 23 Nisan Fotoğrafındaki Küçük Kız 01-01-1970 03:00 Bir Arife Sabahı Kiraz Ağacı ve Ardıç Kuşu 01-01-1970 03:00 Bir Güllaç Hikâyesinde Ramazan Ayı ve Biz 01-01-1970 03:00 Biz Uyurken Açlıktan Çocuklar Ölüyor Yanı başımızda 01-01-1970 03:00 Geçmiş Zaman Fotoğraflarını Okumak 01-01-1970 03:00 Bir Kandil Günü Huzuru Var İçimde 01-01-1970 03:00 Tükettikçe Tükeniyoruz 01-01-1970 03:00 Etrafına Konfeti Gibi Kibarlık Saç 01-01-1970 03:00 Atam Ankara'ya Gelmiş 01-01-1970 03:00 Bayrak Asılı Evler 01-01-1970 03:00 Nardugan Bayramı ve Nar Taneleri 01-01-1970 03:00 Ben Kadınım 01-01-1970 03:00 Hoş geldin Aralık 01-01-1970 03:00 Dünya Kız Çocukları Günü 01-01-1970 03:00 Çanakkale Yanıyor Canımız Yanıyor 01-01-1970 03:00 Hepimiz Birer Zaman Yolcusuyuz 01-01-1970 03:00 Ruhlarımız Karışsın Arife Sularına 01-01-1970 03:00 Hıdırellez Aşkına 01-01-1970 03:00 Ne Çok Emek 01-01-1970 03:00 Ah Eski Bayramlar 01-01-1970 03:00 Ah Dumlupınar 01-01-1970 03:00 Nevruzumuz Kutlu Olsun 01-01-1970 03:00 Ankara’ya Kar Geldi 01-01-1970 03:00 Emanet Çocuklar 01-01-1970 03:00 Aşk İle Okumak, Aşk İle Yazmak 01-01-1970 03:00 Kadın Öyküleri Yazmak  01-01-1970 03:00 Sadece Güzel Cümleler 01-01-1970 03:00 Suyumuz Kıymetlimiz 01-01-1970 03:00 Hepimiz Cumhuriyet Çocuklarıyız 01-01-1970 03:00 Kendime Ait Bir Masa 01-01-1970 03:00 Bu Ay Kaç Kitap Okurum? 01-01-1970 03:00 Turuncu Daktilom 01-01-1970 03:00 Gururlu Destanımız Çanakkale 01-01-1970 03:00 Hoş Geldin Eylül 01-01-1970 03:00 30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun 01-01-1970 03:00 Bir Hafta Sonu Güncesi 01-01-1970 03:00 Haydi Şimdi Desek Hayata 01-01-1970 03:00 Çocukluğumuzun Yazarı Ömer Seyfettin 01-01-1970 03:00 Bir Bardak Demli Çay 01-01-1970 03:00 Bir Aşure Öyküsü 01-01-1970 03:00 Hayata Gülümse 01-01-1970 03:00 Kalk Tazelen Ruhum 01-01-1970 03:00 Tatilin Arka Penceresi 01-01-1970 03:00