TOPRAK ve İNSAN
"Toprak İnsana Değil İnsan Toprağa Aittir."
Kızılderili bir bilgeye ait olan bu sözü anlamak ise başka bir bakış açısı kazandırıyor.
Peki neden bir karış toprak için insan,
bu dünya malına tapıp bir de yalan yalan yere mahkemede şahittir?..
Herşeyi o toprağa ekip mahsulünü kullanan kul hem nankör hem de başka yere aittir...
Toprak olur insan oğlu değmeyen insan yoluna
Yaprak olur eser bir ordan orayada hak etmeyini takar koluna.
Toprak üstünde yürüyüp gönül gözü ile bakmaz bir sağına bir soluna .
Yaş kemale erince, aşk şarabını içip kendinden geçince ve son nefeste bir rüzgâr esince... Hayat ile insan bağını o an kesince o zaman anlıyor,
toprak insana değil insan toprağa ait olduğunu...
İsim yazılan mezar başında aslında herşeyin geçici olup o toprakta bile her yaprağın solduğunu...
Zaman bile geçmiyor dediğimiz bu dünyada...
Zamanın bile dolduğunu
toprak bize ihanet etmiyor...
Ne ekersen onu veriyor.
Sen fasulye ek fasulye, biber ek biber veriyor. Aksine tersini değil aynısını veriyor.
Ama insanoğlu o toprağa ihanet ediyor...
Ya babadan kalan mirasın kıymetini bilmiyor.
Ya vatanın değerini bilip o toprağa sahip çıkmasını bilmiyor.
Ya da ektiği yerin zekâtını dahi vermeyip bir de üstüne şükür etmesini bilmiyor...
Sahi neden geç anladık.
Toprak insana. değil insan toprağa ait olduğunu...
Sahi neden gerçeği yalanladık
Bir kuru yapraktan fazla olmayıp insanın bencil kin ve nankör olduğunu.
Toprak ihanet etmedi.
İnsan insana ihanet ettiği gibi...
Sen güzellikleri ek gönlüne aşk ile
Toprak yeşerip gelsin o zaman dile...