TEMMUZ GÜNEŞİ
Gitmek ve kalmak üzerine yazılmış,
Temmuz güneşi saklı hikayeler arasında buldum seni.
Güneşin şımarık albenisi düşmüştü,
Gözlerimin tutulduğu saçlarına,
Ben yorgun başak gibi kavrulurken.
Sen,
Tadını bilmediğim rüzgâr kanatlarında,
Kararsız gün doğumlarına koşuyordun.
Gitme demeyi ne çok isterdim.
Zor olan ise
Yitik ölümlerin ötekileştirdiği;
Ana tenine hasret, bebek gözyaşlarını ardıma bırakıp,
Senin peşinden hayallere koşabilmek.
Yürümeyi bile unuttum.
Sen beni düşünme.
Sessizce,
Çaresiz ölümleri ürkütmeden git.
Sessizce git.
Yokluğun yarışmasın, gök kubbeyi sarsan nidalarla.
Temmuz zor;
Kuruyan tende tuzlu su,
İçine girilemeyen gökkuşağının altında,
Yeniden yağmur olmak daha da zor.
Sen git.
Bana söyleyemediğin tüm umutlarını,
Ali amcanın yürüyemediği bastonunu,
Hatta
Naziye teyzenin kırık gözlüklerini de al yanına.
Kimse duymasın, benim dahi duyamadığım sesini.
Kendince dolansın ıssız ayaklar,
El değmemiş çıkmaz sokakları.
Gelemem,
Bütün çocuklar kesmiş önümü.
Çıplak ayakları mayın tarlası.
Yüreklerinde iflah olmaz okul sancısı.
Yaz kendi ateşiyle bitecek,
Küllerinde, umuda dair sevgiler yetişecek.
Hasretin üstesinden gelirim belki.
Sen, sessizce git.
Gökyüzünün maviliği,
Kararsız rüzgârların deliliği,
Çatlamış dudakların yağmur özlemi
Bize kalsın.
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz
