GÖRMEYELİ
Uyanmak yeni bir güne,
duymak ıslak ağaçların kokusunu,
işitmek kuşların sesini.
Döne döne düşmek caddelere,
yürümek serseri kaldıırımlarda,
yalnızlıklar bırakarak düşler ormanına.
Döndüm yüzümü solgun güneşe,
dayadım sırtımı beyler konağına,
gözümde tüter nazlı Ankara,
karışıp giderim akçıl bulutlara,
uzun zaman oldu görmeyeli.
Dinledim yüreğimin sesini,
akıyordu gözümde yaşlar
dönüşüyordu çile derelerine.
Kahır çiçekleri açardı yüreğimde,
anılarda kaldı Ankara,
dünde kaldı çocukluk günleri,
kaç güneş erittik,
kaç çiçek soldu,
kaç mevsim geçti.
Çile yağmuru gibi çok özledim
gözlerimde tüter Ankara
uzun zaman oldu gitmeyeli.
Bakıp hasret aynalarına
aydınlık bir yol arardım
gönlüm kaldı sılada.
Yoksul, yetim bir çocuk gibi
en güzel oyuncağını yitirmiş,
ümitsiz gözyaşı dökerdim,
sırtımı verip beyler konağına,
uzun zaman oldu görmeyeli.