FETHİYE
Muğla’nın bir birinden güzel ilçelerinden biri olan Fethiye, tatile başladığımız yerdi.
Oğlumla uzun ama çok keyifli bir yolculuktan sonra tabi birazda yorgun Fethiye’ye vardık. Nemli, sıcak bir hava ve doğal güzellikleri karşıladı bizi.
İlk günümüzde Ölüdeniz, turkuaz rengiyle bizi karşıladı. Suyun sessiz çağrısına uyduk, hemen kendimize bir yer bulduk. Görüntü muhteşemdi, turkuaz rengiyle mavi sarmaş dolaş olmuş beyazın renklere kattığı tatlı bir renkle izlenmeye değer bir tablo gibiydi.
Işıl ışıl, pırıl pırıl tertemiz; dağların arasına gizlenmiş nadide bir mücevher gibiydi.
Başı dumanlıydı Babadağı'n, tepelerini gizler gibi örtmüştü. Yamaç Paraşütlerin rengarenk gökyüzünde sürülmeleri izlemeye değerdi.
Babadağ'ın dibinde, Ölüdeniz sessiz, sakin uzanıyordu. İnsanlar cennete ulaşmış duygular içerisinde Allah’ın bizlere sunduğu bu güzel manzarayı doyasıya izliyordu.
Fethiye’nin en güzel yerlerinden biri de Saklıkent Kanyon'u, Allah’ın insanlara bahşettiği bu doğal güzellik buz gibi ve taşların üzerinden taşarcasına köpüre köpüre akan bir suyla karşılıyor. Burayı aşmak için heyecan verici bir çaba gerekiyordu. Ve ardından merakınızı cezbedecek bir keşif başlıyordu.
12 Adalar Turu'yla eşsiz güzellikte koy ve adaları görme fırsatı bulduk.
Sanki insanlardan kaçıp gizlenir gibi denizin farklı yerlerini benimseyip yerleşmişti.
Her bir koyda mola verdiklerinde, manzaranın ve suyun güzelliği insanları denize davet ediyordu. Tekne demirlendiğinde, sanki ödüllerine kavuşmuşluğun mutluluğuyla her kes suya atlıyordu.
Kelebekler Vadi'si, adına müsemmen bir şölenle konuklara göz ziyafeti sunuyorlardı.
Tarihi Likya Yolu üzerinde bulunan Kabak Koyu, görüntüsüyle insanları adeta büyülüyordu.
Cennet Koyu, diğer bir adı Balartı Koyu'ymuş. Görkemli dağlarla çevrelenmiş vadi, turkuaz rengi denizi, suyun hakim olduğu bu yerde beyaz kumsalıyla cenneti anımsatıyordu.
Turunçgiller cenneti olan bu ilçemiz nar bahçeleri, zeytinlikler, muhteşem incirleri… görmeye değer tabi keşfetmek için biraz geç kalmışlıkla; Dalyan'a doğru yola çıkıyoruz bir sonraki yazımda Dalyan'da buluşuruz, şimdilik sağlıkla kalın.
