BİR KİTAP: PEMBE TABUT / PINAR UZUN
"Şüphe Yıldız Gözlü Kız, şüphe en yakınındakinden en uzağına kadar. Bir nefesten daha yakınım sana ama aynı zamanda yıldızların ötesindeyim, asla ulaşamazsın bana. Bu kırmızı güller bir gün gelmeyecek ve işte o gün sen bu güllere geleceksin."
Sevgili,
Sevtap Eken öncülüğünde gezici kitap etkinliğimizde yeni bir kalemle tanıştık. Eşlik eden arkadaşlarımıza ve sayın Pınar Uzun'a çok teşekkürler. Nicelerinde buluşmak üzere.
Kahramanımız Yıldız, genç yaşta önce annesini ardından babasını kaybeder. Yıldız Tozu adını verdiği çiçekçi dükkanını işleten, insanlardan uzak duran, içine kapalı genç bir kızdır. Bu tek kişilik hayattaki tek dostu çocukluk arkadaşı Ali'dir. Sakin hayatını sevmektedir Yıldız. Kimseye ihtiyaç duymadan, kendi ayakları üzerinde durmayı başarmıştır acı kayıplarının ardından.
Bir gün anne ve babasının mezarını ziyarete gittiğinde mezarlıkta pembe tüllere sarılmış 8 adet kırmızı gülden oluşan bir demet bulur. Sarı bir zarf iliştirilmiştir demetin üzerine. Hayattaki en büyük tedirginliği kırmızı güllerdir Yıldız'ın. Notu okuduğunda bu tedirginlik yerini şaşkınlığa bırakır. Çünkü "Yıldız Gözlü Kız" diye başlamaktadır sarı zarftaki not. Gözlerine inanamaz.
Zira sadece annesi ona böyle hitap etmiştir ve o da artık hayatta değildir.
Başlarda ciddiye almasa da hergün gelmeye devam eden güller ve notlar bir süre sonra huzurunu kaçırır. Çünkü başlarda gizli bir hayrandan diye düşündüğü bu demetler tehdit içermeye başlar. Soluğu karakolda alır ama bir çözüme ulaşamaz.
Ali'den yardım istemekten başka çaresi kalmaz ve onun yardımıyla Alaz girer hayatına. Karanlık biridir Alaz tıpkı simsiyah gözleri gibi. Karanlık ve sır dolu. Bu gizemi çözmeye çalışırken bir yandan da Alaz'ın karanlık dünyasına da adım atmış olur Yıldız.
Kimdir bu notları yollayan gizemli hayran?
Sadece Yıldız'ın bildiği sırlara ulaşmayı nasıl başarmıştır?
Peki bir anda hayatına giren Alaz kim ve Yıldız'ın hayatındaki bu gizemi çözebilecek mi?
Adım adım ölüme yürüyen Yıldız'ı nasıl bir son bekliyor?
Gerilimin, aksiyonun hiç eksilmediği elbette aşkla çevrelenmiş heyecan dolu bir maceraydı. Severek okudum bu güzel hikayeyi. Özellikle yazarımızın betimlemeleri oldukça güçlü ve etkiliydi. Başarılar diliyorum sevgili Pınar hanıma. Yolu açık, okuru bol olsun.
"Pembe tabutunun son çivisini sen çakacaksın Yıldız Gözlü Kız, ve ben o gün o tabutu kırmızı güllerle donatacağım."
Zaman hiçbir şeyin ilacı değildi, bunu yaşayarak öğrenmiştim. Zaman geçerken özlemleri daha da büyütüyordu ama seni buna alıştırıyor ve hissizleştiriyor.
Bu bir saklambaç oyunuysa sobeleyen ben olacaktım.
