Sıradan Bir Ödül Gecesi Değildi / Suna Türkmen Güngör

SIRADAN BİR ÖDÜL GECESİ DEĞİLDİ

Sıradan bir ödül  gecesi değil, samimiyetin, dostluğun, sevginin; dürüstçe, içtenlikle yüreklere saçıldığı bambaşka bir ambiyanstı yaşadıklarımız, hissettiklerimiz.

"Böylesine içten, böylesine sevgi dolu ne yaptığını ve ne yapması gerektiğini bilen, benlik duygusunu alt edip, biz olarak yola cıkan bu  kadar güzel insan; nasıl olur da bir araya gelir?" diye sormadan geçemedim kendime. Bunun tesadüf olması imkansızdı, biri tarafından seçilmesi ise daha da imkansızdı. Bunun tek bir sebebi vardı, o da İlahi güç olsa gerekti.

Kırk yıllık bir emek vererek insanlığa, geleceğe güzel eserler ulaştırma çabası ile yola çıkmış bir güzel yürek vardı  burada, o da dergimizin mihenk taşı Truva Edebiyat Dergisi İmtiyaz Sahibi Sayın Sami Çelik Bey’di. İlahi güç; onun temiz niyetlerine, güzel yüreğine, insani çabalarına bağlı olarak kendi aynadaki yüzünü göstermiş, böylesi güzel yürekli insanları çıkarmıştı karşısına.

Bir güzel yürek de; Truva Edebiyat Dergisi’nin proje babası diyebileceğimiz; zeki, çalışkan ve güzel bir kalem, insan olma erdemini en üst düzeyde taşıdığını hissettiğim muhteşem bir kişilik; Genel Yayın Yönetmenimiz Sayın Serhan Poyraz Bey.

Truva Kitap Kulübü canlı yayınlarında izlediğim, bilgi ve kültür dağarcığına, nahif sesine hayranlık duyduğum, yüz yüze tanışmaya can attığım bir başka güzel insan da dergimizin Yazı İşleri Müdürü Dilek Tuna Memişoğlu.

Bu güzel organizasyonun bir yerde mimarı sayılabilecek ve ismini duyup da sosyal medyada dahi olsun tanışma imkanım olmayan ve tanıdıktan sonra bu güne kadar bu imkanı yakalayamadığımın üzüntüsünü duyduğum, hissettiğim dergimizin Reklam Sorumlusu Sayın Hüseyin Uyar Bey.

Her gün sabah uyandığım andan itibaren whatsapp editör grubumuzda paylaştıkları yazılarla gecenin geç saatlerine kadar yazı, şiir alımlarıyla ve bunlarla ilgili küçük bilgi, fikir alışverişlerinde bulunduğumuz çok değerli editör arkadaşlarım; Sayın Hamiyet Su Kopartan, Sayın Ümmü Gülsüm Hasyıldırım, Sayın Nevin Bahtışen ile de tanışma onurumun, mutluluğumun, sevincimin en doruk noktasında olduğumu hissettim. Bu güzel  duygular, hisler arasında tek üzüntüm diğer ekip arkadaşlarımdan sayın Deniz İmre Bey, Sayın Serpil Azapoğlu, Sayın Gülbahar Üçkardeş ile de tanışamamış olmaktı. Eminim onlar da burada olmak için can atıyorlardı.

Blog yazarı, şiir yarışmasının jüri üyesi, bu güzel ödül gecesine kaliteli sohbeti, hikayeleri ve esprili sunumuyla geceye apayrı bir renk katan Sayın Turan Demirci Bey.

Bir arada olmaktan, tanışmaktan, tanımaktan onur duyduğum yüce gönüllü insanlardı hepsi de...

Ve gelelim, ödül gecesinin yapılacağı Küçükçekmece Belediyesi Atakent Kültür ve Sanat Merkezi’ne; yolları bilmediğim için yanlış bir yere gidip, vakit kaybetme ihtimaline karşın erkenden yollara çıkışıma...

Elimle koymuş gibi bulduğum Küçükçekmece Belediyesi Atakent Kültür ve Sanat Merkezi’ne vardığımda çok erken bir saat olmasına karşın, benden önce gelen Truvalı dostumuz sevgili şair Necla Karatekin arkadaşım ve değerli eşi Ahmet Bey’i görünce; hem bu platformda tek fiziken tanıştığım arkadaşımı, iki yıldır bir araya gelemediğimiz eski bir dostumu gördüğüm için çok sevinmiştim, hem de saatlerce yalnız beklemeyeceğim için.

Güzel yürekli dostumla uzun uzun hasret giderme imkanı bulduğum için çok mutluydum. Canım arkadaşım hep bir anne edasındaydı üşümemle, açlığımla yakından ilgileniyor bana annemi aratmıyordu.

Saatler sonra Truva ailemizin diğer fertleri de yavaş yavaş gelmeye başladıkça tanışma heyecanım artıyor, o samimi sevgi dolu insanları tanıdıkça da hayatımda çok az olan iyikilerim çoğalıyordu.

Yine o sıcak aile ortamımız olan Truva Edebiyat Dergisi ve Truva Kitap Kulübü Facebook grubumuzda tanıştığım ve o sımsıcak, masmavi yüreği ile cancağızım olan Mine Borazan. Nasıl güzel bir yürek Allah'ım! bulunduğumuz mekana şehir dışından gelenler hariç, İstanbul içinden ve en uzak semtinden gelen cancağızım, o arada bana dünyanın en sevgi dolu yüreği ile unutmamış, hediyesi olan harika bir bileklik ile gelmiş. Böylesi nahif bir düşünenin yüreği öpülmez mi? Mavice yüreğinden öpülür elbette.

Yine yıllardır sosyal medyadan severek takipleştiğim, Truva ailesine şiir yorumcusu olarak da girmemi sağlayan ve kendisi de yine Truva ailemizin canlı yayın moderatörlerinden biri, aynı zamanda şair, yorumcu olan Nevin Aktekin Gülfırat, can arkadaşım.

Muhteşem enerjisiyle yüreklerimize sıcacık meltem esintisi gibi dolan; Yadigar Uyar Özyapan, Truva ailemize şiirleriyle, türküleriyle can katan Mehmet Demiral, yorumcu Murat Kılıç, ve yazılarında hep kendini kandıran, şiir yazdığını sanan, “Hayalci Şair“ diye bahseden ancak öyle olmayıp harika şiirler yazan şair Metin Özdoğan ve yarışmamızda muhteşem şiirleriyle derece alan şairlerimizi tanımak, daha isimlerini sayamayacağım, sayarsam bu yazının sonunu bulamayacağım kadar fazla şair, yazar, sanatçı dostları yakından tanımak, kaliteli sohbetler etmek, bunların yanında bu değerli insanların, aileleri, eşleri, çocukları ile ne kadar muhteşem bir platformda olduğumu hissetmek, ayrıca Sami Çelik Bey’in eşi Zahide Hanım’ın da harika ev sahipliği, sıcak sohbeti, sevgi dolu sözleri ve evine davet etmesi; çekirdek ailelerin Truva çatısı altında birleşerek, kocaman bir aile olgusunu iliklerime kadar hissetmemi sağladı.

Şükürlerim arasına bir yeni şükürüm daha eklendi ki bu da; "Hamd olsun Allah'ıma Truva ailesinde olma imkanı tanıdığı için bana."

Metin Özdoğan şairimiz der; "Şair olmazsa; Şiir olmaz, Şiir olmazsa; Şarkı olmaz" diye.

Ben de diyorum ki; "Şair, yazar, sanatçılarımız olmazsa; dergi olmaz. Biz birlikte varız, birlikte güzeliz."

İyi ki varsın Truva ailem.

Nice güzel etkinliklerde, yine böyle dostlukla, sevgiyle, içtenlikle daha da büyüyerek görüşmek ümidiyle...

Sevgiyle kalın...