HAZİRAN ve SEN
Önce sen geldin, sonra haziran.
Mevsimler bir isimden ibaretti.
Herkesin baharı farklı mevsimdi.
Buralar eskiden soğuktu, buz gibiydi.
Sen geldin ya haziranda,
Kirazlar oldu dallarında.
Güller su istiyor yaradana,
Bakışları aynı ben dualarda...
Kuşlar yeni aşklara yelken açıyor ağaçlar da...
Karıncaların mesaisi başladı yuvaların da...
Sonra sen geldin ya, haziranda.
Benim gönlüm firarda.
Başaklar sararmaya başladı, saçlarının sarısı...
Soğuk memleketlerin, ılıman sevdası...
Senden öncesi gönül yarası...
Senden sonrası bahar havası.
Dünya güzelleşmeye başladı buralar da.
Ben en çok gitmeyi bilirdim.
Gelmenin bu kadar zevkli bir duygu olduğunu senden öğrendim.
Koca bir boşluğu kucaklamaktan yorulmuştum aslında.
Var olma nedeni şimdi kollarımın arasında.
Sonra sen geldin ya haziranda...
Geceler daha bir babacan,
Bir de sivriler olmasa
Tavşan kanı çay herkese nasip olmaz, Çandarlı'nın çayırında.
Kazaklar yerini aldı gardroplarda.
Tişörtler fora,
Sonra sen geldin ya haziranda...
Hoş geldin eksik yarım...
Hoş geldin haziranım.
Hoş geldin...
Tamamlandım.
Sana umutlardan, papatyaları topluyorum.
Seviyor çıkarsa yüreğinden.
Sevmiyor çıkarsa gözlerinden öpüyorum.
