DÜNYA HALİ Mİ?
Kocaman bir dünyanın paylaşılamayan parçaları mıyız ya da biz mi bu dünyayı paylaşamıyoruz?
O kadar kendimizle yüklüyüz ki, yanıbaşımızda yeşeren minik yaşamlara ardımızı dönmüşüz.
Eyvallahımız sadece kendimizden yana. Bizim olmayan, içine giremediğimiz her şey yabancı.
Sadece yabancı mı?
Hayır, aynı ölçüde de alaycı. Kabul etmek, dinlemek, saygı göstermek gibi tüm erdemleri öteleyip, doğrusu hapsedip, inatla kendini onaylatma hazzıyla çırpınıp duruyoruz. Gölgemiz boyumuzu aşmış.
Ne var ki sanki…
Bir başka ekvator mu sarmalayacak içinden çıkılamaz hale gelmiş dünyamızı? Tek kişilik acılar mı yüklenecek danışıklı dövüşleri? Kimin saltanatı bir kalıp sabunla yarışabilir?
Farkında mısınız, ne kadar hoyrat bir şekilde susturduk sevgilerimizi. Sayıları kabarık olmayan o minik mahallelerde kıçımıza yediğimiz sevecen şaplaklardan, yanlış anlaşılırım korkusuyla bir çocuğun başını okşayamaz hale geldik.
Suçlu kim?
Çeşme başlarında, okul kapılarında, köşe başlarında ayaz bir sevda uğruna kerelerce bekleyip, utancımızla bir türlü söyleyemediğimiz "Seni seviyorum" cümlesini ne kadar ucuzlattık. Tanımadığımız, bilmediğimiz diller de, ne de kolay sıradanlaştı. Günü birlik pazar tezgahlarında satılmaya başladı. Alıcısı da, satıcısı da kaypak.
Suçlu kim?
Ananın cennet, babanın hasret olduğu günlerden, onları bırakmak için yaşlı evlerinin önünde sıra bekleyen bencil zavallılar haline geldik.
Suçlu kim?
Emeğin hiç bir değerle ölçülemediği o güzelim yurdum insanından, cami önlerinde çay söyletecek yürek arayan gözler haline gelirken
çok mu zorlandık.
Suçlu kim?
En güzel eğitimin aile içinde olduğu özünden çarçabuk kurtulup, çocuklarımızı, kendi Kafdağlarımız adına, bilgisayarların, akıllı telefonların önüne atmadık mı?
Suçlu kim?
Aile birliğini unuttuğumuz sofralarımızın resmini, ihtişam göstergesi olarak paylaşır olduk. Oturduğumuz bir mekanda, ilk önce o son moda telefonlarla, araba anahtarlarını masanın üzerine bırakmıyor muyuz? Kimse zorlamıyor ki.
Suçlu kim?
Söylenecek çok şey var. Çok ilaveler yapabilirsiniz benim bu minik kalkışmama.
Suçlu kim?
İşte çözümsüzlük burda başlıyor. Söylem ve alkış tarafını paylaşmak daha kolay. Neyse, anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az.
Sözüm meclise, alınana, alana.
Kalın sağlıcakla.
