BİR KİTAP: GENÇ OLMAK / 80 YAZARDAN 80 ÖYKÜ
İçinde seksen yazardan seksen öykünün yaraladığı iki ciltlik "genç olmak" öykü türünün ele avuca sığmaz kıvraklığından, devingenliğinden zevk alan tüm okurlar için hazırlanmış.
Öykülerin dünyasına adım attığımızda bizi ilk olarak akranlarımız karşılıyor. Her birimiz yaşadıklarımız, yaşamakta olduklarımız, acılarımız, sevinçlerimiz, meraklarımız, hayallerimizle nasıl tek ve biricik birer evrensek onlarda öyle. Tek fark bizim günümüz dünyasında soluk alıp veriyor olmamız onlarında yazınsal birer varlık olmaları ve hep yaratıcılarının kaleminde hayat buldukları yaşta kalmaları. Yani, her dönemin genciyle akran olmaları, her yeni okurla varlıklarının tazelenerek sürmesi...
Her biri, içinde yer aldıkları öykünün zamanını, koşullarını ve kendi yaşam serüvenlerini taşıyorlar bizlere. Bir başka deyişle, sınırlarımızı aşmamızı belki de aklımızın ucundan bile geçmeyecek başka hayatlarla tanışmamızı, o hayatları yaşıyormuşcasına duyumsamamızı sağlıyor, algılarımızı keskinleştiriyor, düşüncemizi ısıtıyor, ufkumuzu genişletiyorlar.
Öykü türünün estetik olanaklarıyla keşfetme heyecanımızı kamçılıyor hayallerimizi besliyorlar.
Her yazarın öyküsünün üstünde yazarların kısa yaşam öyküsü de verilmiş, bizi yazarların diğer yazınsallarına/ yapıtlarına götürecek nitelikte.
Bir kaç yazar ve öyküsünden alıntılar:
FERİDE CELAL/ KAÇAK ÖYKÜSÜNDEN
"Lacivert gecenin içinde, petrol arıtma tesislerinin bacalarından fırlayan kızıl kıvılcımlar , uzaklarda ışıklar, küçük sarı güneş damlaları gibi karanlığın içinde!"
FAİK BAYSAL/ TAVŞAN ÖYKÜSÜNDEN
Asma filizlerine benziyordu saçları, kıvır kıvırdı, kusursuzdu, yusyuvarlaktı başı. Gözleri gemlik zeytini gibi kara, parlak parlak yanıktı. Neler yoktu ki gözlerinin içinde neler !
Yaprak kımıldamayan bir yaz sabahı,gökyüzünde cıvıl cıvıl öten kuşlar, uçurtmalar, top top bulutlar. Ne güzel şeydi insanın çocuk olması.
( Eylülün elinde kavruk bir yapraktı sanki..! )
YAŞAR KEMAL/ SÜPÜRGE ÖYKÜSÜNDEN
Bahardı, yağmur yağmış, toprak apaydınlık bir gün vurmuştu. Toprak ışıldıyor, ışıklar sanki topraktan fışkırıyor. Uzakta, ovanın ortasında, bir ayna gibi çiftlik evlerinin çinkoları parlıyordu.
Çocukluk ve ilkgençlikteki okumaların hayat boyu unutulmayacak o benzersiz tadına varmamız, zaman içinde kendi bireşimlerimizi oluşturmamız dileklerimle...
