Gökyüzüme mıhladığım kelimeler düşüyor şimdi önüme
Afişlerden sızıyor kan rengi gençliğimin savurganlığı
Beni alıyor içine öleyazdığım krizlerin buhranı
Ses yok, avutan yok, kimsem yok
Kim çağırabilir İsrafil’i, üflesin diye üzerimdeki toprağa
Bir kemanın telleri kopuyor düşümde, babam diriliyor mesela
Mavinin, haki yeşil ile savaşı bu, parçalı bulutlu uykularım
Susamak yaklaşıyor kıyılarıma, yüzme bilmediğimi biliyor şeytan
Gökyüzünden kan renginde karlar düşüyor
Bu aldatmacası değil Mikail’in, evet, Tanrı büyük, cürmüm ağır
Kim kaldırabilir cenazemi, uykusuzluğa bu kadar alışmışken
Üşüyorum, diyor babam, üşüyorum
Biliyor şeytan, düşümde babamı benim öldürdüğümü
Gökyüzü bu, kızılın her tonu gözlerime birer mıh olup çakılıyor
Gençliğim az ötede yıllarını boşa harcamışken
Ben babamın ağzından çıkaramadığı kelimelere tutunuyorum
Evlat, diyor babam, evlat
Yak beni ve küllerimi kıyıları olmayan denizlerine at