TOROSLARDA HABİBE KADIN
Kurtuluş Savaşı’nın ilk zaferi, Fransızlara karşı verilen Adana yöresindeki milis mücadelesi sonucu elde edilmiştir. O yörenin milis komutanlarından biri de, Döşeme komutanı Yiğit Ağa’dır.
Atatürk’ün ilk tertip ettiği “Dil Kurultayı’na” çağrılan da Yiğit Ağa. Onun torunu, Kozan ilçesinin Bucak köyünden Ozan Ali Kemal’dir. Habibe kadın, Ali Kemal’in gelinidir. Habibe kadın da o köylüdür.
Ali Kemal’in yedi çocuğu vardır. Habibe kadın, gelin geldiği bu evdeki altı çocuğun yuva kurmalarına yardımcı olur. Kızları, kendi çocukları gibi gelin eder, erkekleri, kendi çocukları gibi yuva kurmalarını sağlar. Hepsinin saygı sevgisini kazanır.
Kayınvalidesi Fatma Hanım’a, vefatına kadar canıgönülden bakar. Evine gelen misafirlerini ağırlar. Çukurova’nın her otundan, çiçeğinden çeşit çeşit yemekler yapar. Eşine maddi anlamda yardımcı olmak için; salça yapar, portakal reçeli yapar, zeytinliğinden zeytinyağı çıkarır, satar eşe dosta… Yüreği koca bir kayadır. Doğayı nasıl severse, insanları da öyle sever; yalın, hilesiz, hurdasız… Kolay mı Toros Dağları’nın kadını olmak?!
Misafiri olduğumuzda yaylada, bizi Yiğit Ağa’nın bir zaman eşkıyalık yaptığı Torosların zirvesindeki yerlere götürdü anlattı; Torosların yörüklerini, keçilerini, otlarını, börtü böceklerini, narpızını, tüm çiçeklerini ve onlara konan arılarını...
Bunları anlatırken bastım fotoğraf makinasının deklanşörüne, bu görüntü çıktı; ne mutlu ki, Toroslarda Habibe Kadınları hâlâ bugün de görebiliyoruz.
Gönlünce yaşa Habibe Kadın Toroslarda, koca yüreğinle...
Editör: Serhan Poyraz
