BİR KİTAP: YAKIN KORUMA / DEMET MANNAŞ KERVAN
Psikolojik gerilim/polisiye türünde yazılmış olan romanın baş karakteri annesi Türk, babası Amerikalı olan ve Amerika’da yaşayan Cansın Edgar’dır. Ana konusu; annesi, sevgilisi ve arkadaşlarıyla sorunsuz bir hayat süren bir psikiyatri uzmanının ( Cansın Edgar) hastalarıyla ilişkileri ve kendisine bir şekilde zarar veren hastalarının cinayete kurban gitmeye başlamasıyla, psikiyatristin baş şüpheli haline gelmesi ve masumiyetini kanıtlayabilmek için katili bulma çabasıdır.
Cansın’a zarar veren insanların öldürülmesi iki olasılığı akla getirmektedir. Cinayetleri işleyen kişi ya ondan nefret eden ve onu hapse attırmaya çalışan biridir ya da onu aşırı seven ve zarar görmesini engellemeye çalışan biridir. Hangisi olursa olsun, katili ortaya çıkarmaya yemin eden Cansın bu amaçla olayı soruşturan Dedektif Nicki Corran ile temasa geçer. Onu masumiyetine inandırmak ve olayı çözümlemesine yardım etmek ister çünkü tüm kanıtlar, katilin tanıdığı biri olduğunu göstermektedir ve bu nedenle katili polisten önce bulabileceğine inanmaktadır. Acak bu amaçla çıktığı serüvende kendini, ailesi ve arkadaşları hakkında kahredici bir soruşturmanın ortasında bulur.
Merak uyandıran, süprizlerle dolu ve sürükleyici bir dille yazılan romanda, çeşitli kişilik bozuklukları olan insanların yaşamları ve neden bu duruma geldikleri de sorgulanmaktadır.
Çocuklarına fiziksel ve duygusal şiddet uygulayan bir baba ve bu baba tarafından kendine olan güvenleri yerle bir edilen iki kardeş (Holly ve David), yaşadıkları cehennem hayatından kurtulmak için Cansın’dan ve sevgilisi Tess’den yardım isterler. Holly’nin öğretmeni olan Tess, çocuklara ve çaresiz annelerine yardım etmeye kararlıdır. Bu konuda Cansın’dan destek ister ve böylece çözümü zor bir aile dramının içine düşerler. Holly’nin henüz dokuz yaşında olan kardeşi David boyundan büyük psikolojik sorunlar altında ezilmektedir ve konuşma kabiliyetini yitirmek üzeredir. Onlara acilen destek vermeleri gerekmektedir ancak başları çocukların zorba babası ile derde girer.
Küçük yaşlarda yaşadığı baskıcı ortamın getirdiği travmalar sonucu akli dengesi bozulan bir kadın, ileriki hayatında geliştirdiği aşırı bağımlı kişilik bozukluğu ve paronayaları sebebiyle bedeli çok ağır günahlara bulaşır. Tek amacı korumak ve sahiplenmektir ama ne pahasına?
Tüm bunların yanı sıra; çocuğuna bağlı bir annenin evladı için neler yapabileceği ve daha birçok farklı yaşam öyküsünün kaleme alındığı romanda hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ve bugün yaşananların geçmişin izlerini taşıdığı anlatılıyor. Pek çok karakterin geçmiş yaşamları ya da çocukluk dönemleriyle ilgili bilgilerle bu gün yaşanan travmaların, günahların ve hatta cinayetlerin sebebini sorgulayan romanda şu soru sorulmaktadır. “Hangi sebep bir insanın canını almayı haklı kılar?” Pek çok insanın cebindeki üç beş kuruş parayı alabilmek için öldürüldüğü, pek çok kadının aşkına karşılık bulamayan adamlar tarafından hunharca katledildiği, hatta büyük devletlerin gözünde insan hayatının hiçe sayılarak sırf menfaat uğruna savaşlarda katledildiği bir dünyada, bu romandaki karakterin cinayet sebebi geçerli olabilir mi?
Roman sürpriz sonu ve sürükleyici temposuyla okuyucuyu içine çekerken, önyargılı yaklaşımların olumsuz sonuçlarını, bugünümüzü oluşturan geçmişimizi iyi anlamayı ve tanıdığımızı sandığımız, çok yakınımızdaki kişileri bile gerçekte ne kadar tanıdığımızı sorgulamamızı amaçlamaktadır.
Kurgu bile olsa her roman bir kurgudan fazlasıdır. Keyifle okumanızı ve sorgulamanızı dilerim.
