BİR KİTAP: ON BIR DAKIKA / PAULO COELHO
Maria, okul çağında aşkı arayan genç bir kız. İlerleyen zamanlarda, sınıftan biriyle beraber oluyor ve bu onun kendinden bir şeyler kaybetmesine neden olduğu için bir daha asla aşık olamayacağını düşünüyor, tabii gerçek aşkı bir gün bulma umudunu da kaybetmeden…
Zaman geçtikçe, birçok kişiyle ilişkisi oluyor. Derken bir gün, çalıştığı yerin patronu Maria’ya aşık oluyor. Fakat Maria bu konuda kayıtsız kalmayı tercih ediyor. Bir gün Maria, biriktiği parayla bir haftalığına bin kilometre uzakta bir yere tatile gider. Orada İsviçreli bir yabancıyla karşılar, yabancı kendisini çok beğenmiştir ve Maria’yı isviçreye davet eder. Ayrıca, kendisiyle gelmesi orada yaşamayı kabul etmesi şartıyla yüksek miktarda maaş da teklif eder.
Maria, kendini düş kurmaktan alıkoyamayıp para ve şan şöhret sahibi olma hayalleriyle yeni bir maceraya atılmayı kabul eder ve o yabancıyla kontrat imzalar. İsviçre’ye gider ve beklemediği şekilde kendini dansçı olmaya mecbur olarak görür. Yakın bir zaman sonra işten atılır ve tazminat alır. Aldığı tazminat bitene kadar, modellik yapmayı istediği için fotoğraflar çektirir. Ajanslardan haber bekler ve beklediği haber kısa bir süre sonra gelir; zengin bir Arap iş görüşmesi için kendisini yemeğe davet eder. Restorantta buluşurlar, yemek faslı derken sohbet koyulaşır.
Ahh Maria ahh…
Ve işte ipin koptuğu ilk yer bundan sonrasıdır. Hikayenin geri kalanını, merak eden okuyuculara bırakıyorum.
“Yalnızca güçlülerin ayakta kaldığını. Güçlü olmak içinse, kendi alanında en iyi olmak zorundadır insan, başka çare yoktur.“
“Dünya böyledir; insanlar bilmedikleri yokmuş gibi konuşur, oysa onlara soru sormaya cesaret ettiğinizde gayet bilgisiz olduklarını görürsünüz.”
“Hayat doludizgin ilerliyor; Bizi cennetten cehenneme taşıyor ve bu, birkaç saniyenin içinde olup bitiyor.”
Keyifli okumalar dilerim.
