KELİMELERİN YURDU
Masada oturuyorlardı.
Önce bakışları ile birbirlerini süzdüler.
Hava, kasvet kokuyordu.
Ben onları izliyordum uzaktan.
Kelimelerin tüm zincirleri kırılacaktı o anda;
Parçalanmış hayallerin.
Yutkundu, hâl bilmeye mecali yoktu ikisinin.
Yüzlerine, kelimelerin, yılların soğuk yüzü çarpıyordu.
Ortada soğuk bir çay ve eski bir defter duruyordu.
Masadan kalktılar ve karanlıkta kayboldular.
Uzaktan artık seçilmiyordu bile hüzünleri.
Dünyanın uzak karanlığına doğru yol aldılar.
Ben dedim,
Ben…
Sonra bir şarkı esti tüm benliğime.
Sahi,
Herkes kendi karanlığını yaşamıyor muydu bu yürüyüşlerde?
Hani diyorum,
Hani?
Yorgun bir ruhun bütün şarkılarını kazımak kaldırımlara.
Ve sonra diyorum;
Onların izinden
Ve onları
Takip ederek,
Kaybolmak şarkılardan
Ve sessizce
Sessiz
Kapanmak
Kelimelerin yurduna…