Evliliğin Büyük Düşmanı

Prof. Dr. Nevzat Tarhan

06-01-2023 20:34

Advert

Günümüzde evlilik sadece cinselliği karşılayan bir birliktelik şeklinde algılanıyor. Böyle algılandığı için de sorunlar çıkıyor. Cinsellik tatmin edemez olduğunda o birliktelik hemen bitebiliyor. Bu yanlış tabii ki, evlilik insanın hem biyolojisine hem de psikolojisine seslenir. İnsan fıtrat itibarıyla evliliğe yatkındır. 

Modernizmin algısında merkezî duygu hazzın tatminidir. Modernizm, hazzın ve arzuların tatminini esas aldığından evliliğe de böyle bakar. Evliliği insanın cinsel arzularını tatmin eden bir birliktelik olarak değerlendirir. Evlilik, şu veya bu, her şey arzuların tatmini için düşünülür. Yeni zamanlarda haz, kutsal ve dokunulmaz bir şey olmuş. Bu çerçevede düşünen kişi, evlilik durumunda haz alamaz olduğunda veya bu kişinin şahsi konforu bozulduğunda rahatlıkla eşine sırtını dönebilir, çocuklarıyla ilgilenmeyebilir. Çünkü ona göre tek kutsal kendisi, kendi arzu ve konforudur.

Evliliğin en büyük düşmanı bencilliktir. 
Bencil kişilerin evliliğinde çatışma kaçınılmazdır. Eşler kendilerini merkeze aldıklarından eşin durumu kolaylıkla göz ardı edilir, her bir şeye kendi açısından bakılır. “Ben” haklı olur, diğeri haksız. Kişi kendini merkeze aldığından bir nevi büyüklenme içine girer, narsistleşir. Kendini özel ve önemli, diğerini ise kendine yarar bir araç, bir ayrıntı olarak görür. Her durumda adil olmayı düşünmez, her bir şeyi kendine yontar; sonuçta doğal olarak çatışma çıkar. “Benim hakkım, benim annem, benim…” diye devam eden tiradlar, arka arkaya gelir.

İtalyan bir kız Müslüman bir Mısırlı olan kız arkadaşına misafir olur. Daha çok bireysel davranmanın egemen olduğu bir aileden geldiği için misafir olduğu aile kendisine ilginç gelir. Kendi ailesinde fertler bir ego savaşını yürütürken, misafir olduğu ailede fertlerin birbirlerinin yardımına koştuğunu görür. İnsanlar burada kendi şahsi rahatından vazgeçip diğer aile fertleri için yaşıyordur. Birbirlerinin eksiğini aramıyor eksiklerini dolduruyorlar. İtalyan kız bu durumun arkasındaki itici gücün İslam olduğunu anlayınca Müslümanlığı seçer. Müslümanlık böyledir; kendinden çok başkasını düşünmektir. Fedakârlık demektir, başkasının mutluluğunda mutluluk aramaktır. İnsanların yalnız başına değil hep beraber mutlu olabileceğine inanmaktır. 

Müslümanlık bencilliğe, kibre hoş bakmaz. 
Kendini merkeze koyan, arzularının tatminini esas gören bencil, dolayısıyla kibirli insanları doğru görmez. Evlilikte kusuru hep eşinde gören, eşinden mükemmel olmasını bekleyen de bir açıdan kibirli insandır. Başkasından mükemmel olmayı beklemek kendisinin mükemmel olduğunu düşünmektir. Kişi başkasını kusurlu olarak değerlendirdiği için onu mükemmel görmek ister. Ona göre kendisi mükemmel, çocukları ve eşi ise kusurludur. 

Hayır, dünya mükemmel bir yer değil, kusur ve eksiklik içeren bir yerdir. Dolayısıyla insanlar da mükemmel değil. Eşler bunun farkında olmalı. Kişi kendini mükemmel görüyorsa da bunun doğru olmadığını bilmeli. İnsan melek değil, eksik ve her bir şeye yetmeyen bir varlıktır. Çocuklardan kırk yaşındaki insanın olgunluğunu bekleyemezsiniz. Bu hem mantıklı hem de insani değildir. Çocuktan bunu beklemek empati yapmamak demektir. Duygusal sağırlık olarak tarif edilen empati yoksunluğu egoizmin, bencilliğin ve kibrin sonucudur.

DİĞER YAZILARI Kime DÜRÜST diyoruz? 01-01-1970 03:00 Ramazan Zor Durumlardan Geçebilmek İçin Bir Köprüdür 01-01-1970 03:00 Yunus Emre 01-01-1970 03:00 Merak, Hayret ve Risk Almak Beyni Genç Tutuyor! 01-01-1970 03:00 Kendisi Acı Ama Meyvesi Tatlı: Sabır 01-01-1970 03:00 İnsanı Bitiren, Eriten ve Yok Eden Duygu… 01-01-1970 03:00 Hayat Başarısında Zekâların İşbirliği 01-01-1970 03:00 Ruhsal Sağlığın Teminatı Güven! 01-01-1970 03:00 Cinsel Kimlik Sosyal Öğrenmeyle Oluşuyor... 01-01-1970 03:00 Tahsilde Hırs Gösterin, Mahsulde Kanaat Edin! 01-01-1970 03:00 21. YY Beceresi Ailede İşbirliği 01-01-1970 03:00 Evlilikte ‘Orta Nokta’ Neden Önemli? 01-01-1970 03:00 Mutluluk Yatırım İster… 01-01-1970 03:00 Sevginin Dillerini Biliyor muyuz? 01-01-1970 03:00 İnsanı Bitiren, Eriten ve Yok Eden Duygu… 01-01-1970 03:00 Yalan Kıvılcımına Dikkat! 01-01-1970 03:00 Mutluluğun bir reçetesi var; Anlam, Amaç ve Arkadaş 01-01-1970 03:00 Sevgimizi Doğru Yönetiyor Muyuz? 01-01-1970 03:00 Evliliğin devamı için evlilik olgunluğu şart! 01-01-1970 03:00 Duygularımızı yönetmek mümkün müdür? 01-01-1970 03:00 Takıntılarınız Hayatınızı Karartmasın! 01-01-1970 03:00 Hayatı Anlamlı Kılan Amaçlarımızdır 01-01-1970 03:00