Kömürün İçinde Ömür Var

Hamiyet Su Kopartan

17-10-2022 14:43

Advert

Çok değil, bundan yirmi otuz sene önce hemen hemen her eve sonbaharın başladığı, özellikle de akşamları soğuğun iyiden iyiye hissedildiği eylül ekim aylarında odun kömür alınırdı. Müstakil evlerde sobalar, apartman dairelerinde apartman kazanları kömürle yanardı.

Sonbaharın yeni yeni selam verdiği bir hafta sonu bize de kömür gelmişti. Kömürü tek kullanımlık poşetlere kürek kürek döküp kömürlüğümüze yerleştirdik. Soba geçmeden (sobada yanan ateş sönmeden) bir poşet atıp birkaç gün soba kovasını değiştirmeden yakıyorduk kömürleri. 

Kömürleri poşetlerken kömür tozları ağzımıza, burnumuza, gözümüze, kulağımıza girmiş. Ne kadar yıkasak da avuç içimizdeki çizgilere iz yapmış, tırnak arasına saklanmış. Pazartesi okul var, sınıftaki Sağlık ve Temizlik Kolu Başkanı arkadaşımız kontrol yapacak. Beyaz, ütülü mendili çıkarıp masanın üstüne koymak kolay da kesilmesine rağmen arada kalan tırnak nasıl gösterilecek? 

Böyle bir günde duydum ilk defa Zonguldak’ta maden kazasını, grizu patlamasını. Sonrasında grizu kelimesi günlerce televizyonda konuşuldu, halk arasında birden yayıldı. Maden ocaklarında biriken gazın patlamasıymış grizu. 

Grizu patlamasında yaralanan işçiler boyuna hastanelere naklediliyor, hayatını kaybeden işçiler aranıyorken bir gün bizim evde de soba tüttü. İçeriye giren duman, bir anda her yeri kapladı, göz gözü görmüyordu; is kokusu insanın ciğerine işleyiverdi. O günlerde yaşanan patlamada işçilerin de o isi görüp görmediklerini, o sisten etkilenip etkilenmediklerini, o kokuyu alıp almadıklarını düşündüm hep. 

Başka yıllarda, başka ocaklarda duyduk grizu patlamalarını. En son Soma’daki patlamada öğrendik maden ocaklarında yaşam alanı olması gerektiğini, işçilerin her katta ayrı ayrı sığınağının olması gerektiğini. 

Baba ocağı diyoruz gelin olup giden kızların her daim yuvasına. Peygamber ocağı diyoruz emanet ettiğimiz gençlerin vatan görevine. Maden ocağı diyoruz helal lokma için yerin yedi kat altında maden çıkaran işçilerin görev yerine. İstiyoruz ki ocaklar yansın diye ocaklar sönmesin.

Her ramazanda iftar ve sahurda maden ocağında ekmek, peynir, zeytin, yazsa karpuzla ramazan yapan maden işçilerini görüyoruz. İşveren patronların iftariyelik hazırlaması imkânsız mı ya da işçilerle iftar yaparken boy boy fotoğraf çektiren alçakgönüllü ünlüler bir iftar yemeği veremez mi? 

Her maden faciası sonunda düşünüyoruz, kazadan sağ salim çıkanlara seviniyoruz, her şehit (görevleri başında hayatlarını kaybettiği için umulu ki şehittirler) haberinde üzülüyoruz. Herkes kendince bir şey yapıyor, yazıyor, söylüyor da milletimizin ortak acısında bile bir olamıyoruz. En acısı da bir müddet sonra unutup kendi hayatlarımıza dönüyoruz, geride kalan ailelerinin gönül yaralarının asla sarılmayacağını bilerek!

Bize kömür yetiştirmek için can verirken k”ömür”ün içinde ömür olduğunun onlar farkındaydı; kullandığımız kurşun kalemde bile kömür var, kömürün içinde kim bilir kaç ömür var, biz farkında mıyız?

DİĞER YAZILARI Tertemizinden Yeni Bir Yıl 01-01-1970 03:00 Doğum Günün Kutlu Olsun Türkiye'm 01-01-1970 03:00 Oyun Hayatın Alıştırmasıdır 01-01-1970 03:00 Türk Edebiyatı mı Türkçe Edebiyat mı? 01-01-1970 03:00 Bayram Çocuklara Kalaydı 01-01-1970 03:00 Sanat 01-01-1970 03:00 Algı... 01-01-1970 03:00 Mevsimsiz Mevsimler 01-01-1970 03:00 Eksiliyorum 01-01-1970 03:00 Okumak ve Yazmak Üzerine Bir Deneme 01-01-1970 03:00 Hayatta Anlam 01-01-1970 03:00 İhtiyaç Çarşısı 01-01-1970 03:00 Şiirde Derinlik 01-01-1970 03:00 Miras 01-01-1970 03:00 Şiiri Sevdim ve Denemede Kaldım 01-01-1970 03:00 Sert Rüzgârlarda Hayata Tutunmak 01-01-1970 03:00 Kadın Şairler Lirik Şiir Yazamaz mı? 01-01-1970 03:00 Mail - Meyl 01-01-1970 03:00 Türk Dil Bayramı 01-01-1970 03:00 Gün-ü Tün 01-01-1970 03:00 12 Eylül'ün Bizcesi 01-01-1970 03:00 Sormayın Adını 01-01-1970 03:00 Ad Günü 01-01-1970 03:00 Sokak Düğünü Şarkı/cı/ları 01-01-1970 03:00 Aşur Dede'nin Canı İçin 01-01-1970 03:00 İlham ve İşaret 01-01-1970 03:00 Gül Sirkesinin Mektubu 01-01-1970 03:00