Advert

Yıldızlar -1 / Aydın Hanzala

Yazan: Aydın Hanzala -YILDIZLAR /1

ÖYKÜ - 10-05-2024 13:38 212 kez okundu.

Yıldızlar -1 / Aydın Hanzala
Advert

YILDIZLAR /1

Bir yaz akşamıdır. Odada akşam yemeği ailecek yendikten sonra, küçük Nahit avluya çıkar ve akşamdan serilmiş yatağına sırtüstü uzanıp yıldızları seyre dalar.

O kadar çok yıldız vardır ki, müthiş bir görsel şölen gibidir.

Bir an yıldızları saymaya kalkışır fakat bunun imkansız olduğunu düşünerek vazgeçer ve seyre devam eder.

Suskun ve çekingen bir yapıya sahip olan Nahit, konuşmayı, kendini ifade etmeyi pek başaramaz. Garip bir haleti ruhuyesi vardır Nahit'in.

Yıldızları seyre devam ederken, aniden yüreğine büyük bir korku düşer. Öyle ki, beti benzi atar. Yüzünde amansız bir solgunluk, gözlerinde hüzünle karışık bir korku belirir.

Ellerini göğsünün üstüne koyar. Bir ton ağırlığındaymış gibi hisseder. Ruhuna çöken korku onu huzursuz eder.

Uzandığı yerden ani bir kalkışla yatağını terkederek odaya doğru fırlar. Bütün aile dönemin meşhur Brezilya dizilerinden birini izlemektedir. Kendilerini o kadar kaptırmışlardır ki diziye, Nahit'in varlığından dahi haberdar olmazlar.

Nahit içeride onlarla birlikte diziyi bir kaç dakika izler ama yüreğine düşen korku onu rahat bırakmaz. Sanki bir ateşe düşmüş gibi yerinde duramaz. Bir kaçış, bir kayboluş, herşeyden uzaklaşmak ister.

Tekrar yatağına döner. Ancak korkunun şiddeti gittikçe artar. Yatakta bir sağa bir sola döner fakat yaptığı her hareket korkusunu ziyadeleştirir. Ne yapsa kurtulamaz. Oda ve yatak arasında mekik dokur gibi gider, gelir. O küçücük yüreğine bu korku fazla değil midir? Belki de bu korku hayatının dönüm noktası olacaktır...

Devasa bir uçurumun kenarında, dalından düşmüş bir yaprağın güvenliği ne kadar olabilir ki? Üstelik rüzgar ha esti ha esecek korku ve endişesiyle yaşamak ne kadar mutlu edebilirdi insanı?

Küçük Nahit'in yüreğide aynen böyledir işte. 
Bir anda hayatın zevkini, yaşamın sevincini kaybetmiş, zihinsel olarak hücrelerine düşen korkuya odaklanmış ve adeta korkudan bir dünya kurulmuştur kendisine... Bir anda aklına düşen o düşünce, Nahit'in hayatını altüst eder.

Belki annesi, ablası, ağabeyi ya da babası dönüp baksalardı; yüzündeki solgunluğu, gözlerindeki korkuyu, ruhuna düşen durgunluğu, sessiz çırpınışlarını göreceklerdir fakat dönüp bakmamışlardır yüreği ateşlere düşen Nahit'e. Kendi çaresizliğinde, kendi çıkmazında debelenip durur Nahit.

Korku insanı köleleştirir, insanı tutsak eder... 
Çocuk aklıyla ne yapabilirdi ki, kime ne anlatabilirdi ? Çekingen bir yapıya sahip olan Nahit, bir o kadar da asosyal bir kişiliği vardır.
Sosyal ağı zayıf olan insanlar yalnızlaşır. Bütün sorunlarını, çıkmazlarını, çaresizliklerini yürek mezarına gömerler.

Sevmeyi, değer vermeyi, fedakar olmayı çok iyi bilir ve uygularlar. Belki de  tüm bunları yaparlarken biraz ilgi, sevgi, görünmek, bilinmek içindir. Bahsi geçen konular her insanın ruhsal, duygusal ihtyacıdır.

Yıldızlarla kaplı gökyüzünün ihtişamını seyretmek zevki kimbilir belki de Nahit'e ağır travmalar yaşatacaktır.

Akşamın bir kaç dakikası içinde, on beş yıl birden büyümenin bedeli elbette olacaktır. Erken büyümenin karanlığına düşmüş bir insan, kolay kolay aydınlığa çıkabilir mi? 
Bu karanlık Nahit'i bir ömür boyu terketmeyebilir. Nedensiz gibi görünen huzursuzluklara sebebiyet verebilir... 
Erken büyümek; asla büyümemek, hep çocuk kalmaktır...

Çocuk yaşta; çocuk kalbini yitiren bir insan, bir ömür boyu o kaybetmiş olduğu kalbinin peşine düşer. Çünkü çocukluğunu yaşamadan büyümek; fiziksel olarak gelişmiş olsa da ruhsal olarak gelişmemiştir. İşte bu yüzden daimi bir arayış içinde kalır. Lakin neyi aradığını bilmeden...

Bir arayış, bir kaçış içinde olmak fakat daima bir kısır döngü içinde kalmak, kim bilir nasıl bir duygu halidir? İnsan zaman zaman uzaklaşmak ister her şeyden, herkesten ve özellikle zihnine oturmuş, kök salmış belirsizliklerden.

Belirsizlik en deli edici huzursuzluktur.

Mekana münhasır olmayan o belirsizlik, o korku salan düşünce, beynini kemirir Nahit'in.
Kaçmak ister fakat zihnine kök salmış  korkularından nasıl kaçacak, nasıl kurtulacaktır ki?

***

Devam edecek

Editör: Ümmügülsüm Hasyıldırım 
 

Advert
Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Kök Gövde Kol ve Bacaklar / Murat Çetli

Kök Gövde Kol ve Bacaklar / Murat Çetli

20-05-2024 - ÖYKÜ

Bir Adaya Yerleşmek  /  Muhammet Ali Öztürk

Bir Adaya Yerleşmek / Muhammet Ali Öztürk

18-05-2024 - ÖYKÜ