Advert
https://www.truvaedebiyatdergisi.com/files/uploads/user/8ebdf0bcebb4f32fe5771c9eed8e9124-0eee6b47fc4a82ca69a2.jpeg
Dilek Tuna Memişoğlu
Advert

Bir Hafta Sonu Güncesi

28-08-2022 23:52 955 kez okundu.

Bugün hafta sonu..

Birçoğumuzun iple çektiği…
Sabah güne geç başlandı belki.
Bazı evlerde sucuklu yumurtalı,
gözlemeli, krepli kahvaltılar edildi.
Yanında domates salatalık.
Bardak bardak çay...
Bazıları da bir simit, poğaçayla 
ya da sadece ekmek arası peynirle başladı güne...
Bulaşıklar yıkandı, ev derlendi toplandı.
Çamaşırlar atıldı makinaya.
 Kuruyanlar katlandı, ütülenecekler  ayrıldı.
Üstüne kahve içenler oldu, yağmurla güneşin gel-gitleri eşliğinde.
Belki bir müzik çalındı kulağa.
Dertlendi bazıları.

Bir de sigara yaktı üstüne.
Yarım kitabın birkaç sayfası daha bitirildi.
Bazı evlerde kavga gürültü koptu.
Bazılarından kahkaha sesleri duyuldu.
Bilmiyorum hepsi tahmin …

Telefonda konuşmalar, mesajlaşmalar.
Sosyal medyada küçük turlar…
Çocukların dersi, ödevi,ihtiyaçları,evin alışverişi…
Bazıları belki kırlara attı kendini.
Çoğu kişi bir cebindeki paraya baktı, bir de ödemelerine.
Sonra "otur oturduğun yerde" diyip, gitti çaydanlığın altını yaktı.
Haberlere bakıp gündem muhabbeti yaptı arkadaşıyla.

Ülkenin haline yorum yarıştırdılar birlikte.
Evde bunalıp parası olanlar, alışverişe vurdu kendini.
Dışarıda yemek yedi.
Yiyip içtiklerini paylaştı bol bol...
Sonra gün akşama döndü.

Herkes evine, evi olmayan da vardı elbet.
Onlar kuytu bir köşe arandılar gece uyumak için.
Bir bir ışıklar yandı, sokaklar tenhalaştı.
Gece, zengin fakir, aç, doymuş herkesin üstünü mühürledi.

Bir çay demlenip, yorgunluğun gölgesinde içildi.
Televizyonda bir film açıldı, yarı uykulu izlendi.
Telefonlar elde tabii...

"Bir gün daha geçti ömürden", diye iç geçirildi sonra.
“Aslında birçok şey vardı daha aklımda, kaldı yarına”
“Gün 24 saat ama bana yetmiyor işte” 
Niye böyle ama? 

Gün yetmiyordu, işler bitmiyordu.
Telaş hep bizimleydi.
İstenenle ele gelen örtüşmüyordu.
Nasip denen bir şey vardı, 
Coşkun akan dünya nehrinden,.

Avuçlarımıza doldurduğumuz kadardı bize düşen.
Her günü bir şekilde tamamlıyorduk.
Payımıza gelene "eyvallah" diyip, 
Bir sonraki günün  peşine koşuyorduk…

Neler Söylendi?