YAŞAM
Yaşam mutfağı denen içinde her türlü malzemeyi barındıran ömür.. Şöyle baktığın zaman nerden nereye dediğin yolculuk... Herkes geldiği bu yerde bir yerin parçası... Belki bir toprağın belki bir ağacın, belki bir insanın belki de güneşin ayın... Bu ancak başlanan görevin bitmesiyle tamamlanacak...
Mutfağın içindekilere gelince sevgi, mutluluk, acı, sakinlik, kızgınlık, huzur... İçinde neler taşınıyorsa herkesin malzemesi kendine özgü harmanlaması özümsemesi farklı neyi ne kadar katarsan o kadarını alabildiğin ...
O ki geldiği bu yerde kendini bildi bileli ektiği güllerden bir bahçe yaratmayı çok severdi. Her yer gül olsun başka bir şey olsun istemezdi sadece gül...
Çünkü mutluluğun sevgiden geçtiğini biliyordu minicik ellerini tutan büyüyüp gelişmesinde yardımcı olan... Gülün dikenlerini kabul edip kırmadan dökmeden hayatın güzel yanlarını paylaşmaktı yıllar boyu güle oynaya, tomurcuk güllerine baktıkça içi içine sığmazdı. Baş tacıydı sabrın emeğin ürünüydü sevilenler..
Rengarenk kocaman bir aile olmayı isteyen uyuyan güzeldi artık... Görevini tamamlayıp gitmek üzere miydi? Bir türlü uyanmıyordu yolcuğunda daha yaşanması gerekenleri yaşayamadan...
Günler günleri kovalarken bir çırpıda solan güller, soğuk bir beden, dökülemeyen sözler mi kalmalıydı üç günlük dünyada?