TAHAMMÜL
En büyük keramet, insanın insana tahammül etmesidir. İşin özü, şöyle böyle demeden, sağımıza ve solumuza bakmadan, bıkmadan usanmadan…
Mücadeleyi bırakıyorum,
bunu tevekkül say...
Garanticiliği bırakıyorum,
bunu teslimiyet say...
Mükemmeliyetçiliği bırakıyorum,
bunu kabullenme say...
***
Usulca eğildi, fısıldadı yerin kulağına;
“Yakındır yer değiştirmemiz,
gittikçe yaklaşıyorum sana...
Yaklaştıkça sen kokuyorum
Şu yalan dünyanın gamını kederini cektimde sana doğru geliyorum...
Kur'an'ın inişindeki esas gaye; insanın boynundan, Allah'tan başkasına ait olan kulluk halkasını çıkarıp, onu gerçek itaata layık olan Allah'a kul yaptıktan sonra, ona kalbinde olanları açıklama, düşünce ve fikir hususunda tam özgürlük bahşetmektir.
Hz.Peygamber (s. a. v)
“Duymuyor musunuz? Duymuyor musunuz?” dedi. Sonra yine iki kez buyurdu ki:
“Sadelik imandandır.”
“Sadelik imandandır.”
"Kanun kesindir: Dertsiz hayat yok. Doğurduğun, belan olabilir. Sevdiğin, âşık olduğun kadın, kocan senin belan olabilir. O, canını vererek, terler akıtarak, gece gündüz biriktirdiğin malın belan olabilir.
Hepsine, hazır ol. Lakin, Allah'la berabersen seni ezebilecek bir dağ yoktur o zaman..."
İman, kalbî bir durumdur. Onun kıymetini ancak onu göğsünde taşıyan kişi takdir edebilir. Bazıları nazarında, bir lokma ekmek karşılığında satılabilecek bir şeydir, bazılarının nazarında ise onun değeri paha biçilemezdir. Onun pazarlığı ancak göklerin ve yerin Rabbi ile yapılabilir.
Müslümanı yeryüzünde Allah'ın dinini ikame etmeye, İslâm ahlak ve kültürünün ilkelerini inşa etmeye iten güç işte budur.: Sanki ölmüşüz de, bu dünyadaki günlerimizi anarak konuşuyoruz seninle. Sanki bu dünyadaki yaşamımız bitmiş de biri, bütün dertlerimize dönüp şöyle bir bakalım diye omuzumuzu okşar gibi. Bitti artık, geçti, der gibi.
Siz eğer kâinata, yıldızlara, güneşe, aya, dünyaya bakıp Allah’ın kudretini göremiyorsanız,
Allah’ın varlığı ile var olduğunuzu idrak edemiyorsanız,
Allah’ın nimetlerini yiyip içip
O’nunla var olduğunuz hâlde O’na nankörlük ediyorsanız, çeşitli nimetlerinden yararlanıp onu inkâr edip yokmuş gibi yaşıyorsanız
kendi kendinize zulmediyorsunuz demektir.
Bu da, hayatınıza olumsuz olarak yansıyor, bu olumsuzluk sonsuz hayatınızı tehlikeye
attığınızın işaretidir ve orada da kendi kendinize zulmetmiş olursunuz. Yoksa Allah insanlara asla zulmetmez.
Fakat insanlar kendilerine zulmederler, yaptıklarının karşılığını bulurlar. Allah’a kavuşmayı yalan sayanlar, ziyana uğramış ve doğru yolu bulamamışlardır.
En büyük keramet insanın insana tahammül etmesidir.
İşin özü, şöyle böyle demeden, sağımıza ve solumuza bakmadan, bıkmadan, usanmadan,
Bir yolda olmak en büyük keramet ve istikamettir.
