ÖĞRENİM ve STİLLERİ
Öğrenme, insanoğlunun temelinde var olan bir güdüdür. Çevresiyle etkileşimi sonucunda yeni davranışlar kazanması sürecidir. Bu gelişim bebeklikten itibaren başlar, kişi ihtiyaç hissettikçe devam eder. Bireyin edindiği her yeni kavram hayatını etkileyecek düzeyde olursa öğrenme meydana gelir. Öğrenmeler ise çevresel, akademik ve yaşamla ilgilidir.
Akademik ve toplumsal bilgileri öğrenmek için okullar kurulmuştur. Her yaş grubu belirli sınıflarda toplanarak kendi seviyelerine göre öğrenmeyi gerçekleştirirler. Elbette ki burada öğrenimi gerçekleştiren şahıs öğretmendir. Öğrenciler öğrenmeyi talep eden topluluktur. Öğretmen ise bu talebe karşılık veren aynı zamanda eğitmendir. Sosyal bir varlık olan insan, geliştirmiş olduğu medeniyetin ve kültürün aktarıcısı olarak nesillere öğretme ve öğrenme ihtiyacını bu şekilde karşılar.
Gelişen öğrenim ve eğitim bilgileri zaman içerisinde bireye göre aktarımda farklılıklar olduğu anlaşılmıştır. Öğretmen merkezli eğitimden öğrenci merkezli eğitim anlayışına gelinmiştir. Bu durumda her bir öğrencinin kendine özgü öğrenme istidatı olduğu belirli testlerle ve deneylerle keşfedilmiştir. Buna öğrenme stili de diyebiliriz.
Öğrenme stili, bireyin doğuştan getirdiği, bilgiyi öğrenme arzusu nasıl öğrendiğini ve öğrenmekten mutlu olduğunu gösteren bir durumdur. Kısaca bireyin öğrenme süreci, yöntemleri, mutlu olması ve tercihleri şeklinde de tanımlayabiliriz. Bu konuda çalışan bazı yazarlara göre öğrenme stilinin belirlenmesi bireyin kan grubunun bilinmesi kadar gereklidir. Bu stilin ne olduğunu hem birey hem de öğretici şahsın fark etmeli, bu konuda eğitim stratejileri uygulanmalıdır.
Eğitim öğrenme stili öğrencilerin nasıl algıladıkları bulundukları ortamla nasıl etkileşimde oldukları ve bu ortama verilen tepkilerin kabaca göstergeleri olan duyuşsal, bilişsel ve fizyolojik davranışlar olarak tanımlanır. Öğrenme stili değişmez değildir. Bazı kuramcılar 35’i biyolojik kökenli olduğunu belirtirler. Biyolojik köken ağır basarken stratejide planlama
yol bulma gibi sosyal kavramlar bulunmaktadır. Öğrenme stili üzerine çalışan kuramcılar yapı
ve belirlenme yöntemleri konusunda farklı düşünceler ortaya çıkarmışlardır. Bu konuda en çok Kolb’un kuramı etkileyici olmuştur. Bu stil çeşidinde; somut yaşantı, somut kavramsallaştırması, yansıtıcı gözlem başlıkları altında inceleyebiliriz.
Ayrıca bu modelde yer alan ayrıştıran, değiştiren, özümseyen ve yerleştiren öğrenme stillerinin sahip olan bireylerinin özellikleri (Ekici,2003; Karademir ve Tezel, 2010) ile bir öğretinin sınıf ortamında ve öğretim sürecinde neler yapabileceğine dair önerileri bu şekilde belirtmiştir. (Pritcanhard,2009; Nilson
2010; Akt; Arslangilay 2019;Kolb 1984 1999; Akt: Evin Gencel2007)
Başka bir öğrenme stili de Honey & Mumford’un öğrenme stilidir. Bu metot Kolb’un öğrenme modeline uyuşmaktadır. (eylemci yerleştiren yansıtıcı - değiştiren kuramcı- özümseyen pragmatist-ayrıştıran Yetim 2008)
4 MAT Öğrenme stili ise Jung, Lawrance, Simon ve Merril, Hunt, Kolb bulgularıyla benzerdir.
a) İmgesel
b) Analitik
c) Sağduyulu
d) Dinamik
olarak dört kategoride ele alınmıştır.
Fleming & Mill ise Vark öğrenme stilinde ‘’görsel, işitsel, okuma, yazma, knestetik (dokunsal ve devinimsel) Neil Fleming (1987) tarafından tespit edilmiştir.
Reinert 1976’da öğrenme stilleri ile ilgili çalışmasında işiterek, görerek sözlü semboller ve hareket temelli olarak dört grupta incelemiştir.
Grasha & Riechmann ise pasif, katılımcı, rekabetçi, işbirlikçi bağımlı ve bağımsız olarak altı farklı şekilde gruplandırmıştır.
Dunn-Dunn (Rita ve Kennethnn 1979) bu bilim adamları ise öğrenmenin 3/5’nin kişiye
biyolojik olarak doğuştan yüklendiğini ifade etmişlerdir. Çevresel, duygusal, sosyolojik,
fiziksel, psikolojik uyarıcılar üzerinde çalışmışlardır.
Felder ve Silverman’nın öğretim stilleri bütünlük içerisinde sunmaya çalışmaktadır (1988). Öğrenme stillerini duyusal ve sezgisel/ aktif ve yansıtıcı/ görsel ve işitsel/ ardışık ve bütünsel / tümevarımla ve tümdengelimle olarak beş unsur olarak gruplandırmışlardır. (Felder ve Silverman,1988; Felder 1996; Akt: Kayacık 2013 Veznedaroğlu ve Özgür 2005)
Alan bağımlı ve bağımsız öğrenme stilinde Human Nitkin 1940’larda bu stili savunmuştur. Gregorc
öğrenme stilinde ise yeteneğe önem verilir. Somut ve soyut algılayanlar olarak ikiye ayrılır.
Canfield ise sosyal öğrenme/ bağımsız/ uygulamalı/ kavramsal/ sosyal uygulamalı
öğrenme/ sosyal kavramsal öğrenme/ bağımsız/ bağımsız kavramsal öğrenme/ nötr öğrenme stilini modellemiştir.
Heimlich ve Van Tilburg 1990 öğretim stilini öğretmenin öğrenme-öğretme sürecindeki yaklaşımını sosyal ve kültürel geçmişi, kişisel özellikleri, istekleri, inançları, tutumları ve değerlerine göre değişiklik göstermesi olarak tanımlamaktadır.
(Whittington & Raven, 1995) Öğretim stillerini ‘’dahil etme’’ ve ‘’duyarlılık’’ olarak iki boyutta incelemiştir.
Sonuç
Yukarıda belirttiğimiz çeşitli öğrenim stillerinden yola çıkarak bazen birbirleriyle uyumlu olduklarını bazen de farklı olduklarını tespit edebiliyoruz. Uyumlu alanlar genellikle insanın tabiatındaki var olan beş duyuya hitap eden uyarılar olduğunu anlıyoruz. Bu çeşit uyarılar genellikle somut öğrenimler kazandırmaktadır. Birde bireyin iç dünyasındaki soyut kavramları algılamasını ve bu yönde öğrenmesini sağlayan stiller geliştirilmiştir. Birbirleriyle kesişen stillerin evrensel olduğunu anlıyoruz. Kesişim dışında kalan farklı stillerin ise değişik ülkelerin sahip oldukları kültür, inanç ve biyolojik olarak doğuştan gelen bilgilerin varlığından
kaynaklanmaktadır. Bu kaynaklanma bizi öğrenim stillerinde değişik metotlarla çeşitlendirmeye götürmüştür. Nihayetinde bireyin kendine has öğrenme stili fark edilmesi elbette ki öğrenimdeki kolaylığı ve başarıyı sağlamaktadır. Her öğretmenin de kendine ait bir öğretim stili de vardır. Amaç öğrenimi daha verimli hale getirmekse sınıftaki öğrencilerin; yaş, cinsiyet seviyesi kabiliyetleri, psikolojik durumları (deprem, savaş, ebeveyn kaybı, travma halleri vs..) göz önüne alınarak duruma uygun bir öğrenme stili geliştirilerek uygulanmalıdır.
Elbette ki bilim adamların çalışmasını takip ederek bulunduğumuz ortamında gerçekliğini göz önünde bulundurarak öğrenimi gerçekleştirmeliyiz. Bu sayede eğitim sistemine katkıda bulunmalıyız.
KAYNAKÇA
Yeşilyurt, E. (2019). Öğrenme Stili Modelleri: Teorik Temelleri Bağlamında Kapsayıcı
Bir Derleme Çalışması. OPUS International Journal of Society Researches, 14(20), 2169-
2226. https://doi.org/10.26466/opus.603506
Bahar, H. H., & Sülün, A. (2011). FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ
ÖĞRENME STİLLERİ, CİNSİYET ÖĞRENME STİLİ İLİŞKİSİ VE ÖĞRENME
STİLİNE GÖRE AKADEMİK BAŞARI. Kastamonu Education Journal, 19(2), 379-386.
Açışlı, S. (2016). Sınıf Öğretmeni Adaylarının Öğrenme Stilleri ile Eleştirel Düşünme
Eğilimlerinin İncelenmesi. İlköğretim Online, 15(1).
https://doi.org/10.17051/io.2016.78596