Advert

Eğitim Nobeli Global Teacher Prize Mesleğinde İlk 50 Arasında Bir İsim: Tuba Dumlu Güler

Röportaj: Ayfer Güney -Eğitim Nobeli Global Teacher Prize Mesleğinde İlk 50 Arasında Bir Türk: Tuba Dumlu Güler

RÖPORTAJ - 26-10-2023 13:45 1479 kez okundu.

 Eğitim Nobeli Global Teacher Prize Mesleğinde İlk 50 Arasında Bir İsim: Tuba Dumlu Güler
Advert

EĞİTİM NOBELİ GLOBAL TEACHER PRİZE MESLEĞİNDE İLK 50 ARASINDA BİR TÜRK: TUBA DUMLU GÜLER

Dünyanın en iyi 50 öğretmeni arasında Türkiye’den, Erzurum’da görev yapan Erzurumlu bir öğretmen var.

Eğitim Nobeli Global Teacher Prize mesleğinde üstün başarı gösteren öğretmenleri tüm dünyaya duyuruyor. Binlerce öğretmen arasından belirlenen, Dünya'nın en iyi 50 öğretmeni listesine bu yıl Türkiye’den, bir ilke imza atarak Erzurum’da görev yapan Erzurumlu öğretmen Tuba Dumlu Güler girdi.

Güler; “Cumhuriyetimizin 100.yılında bu başarı güzel ülkeme, Cumhuriyetin temellerinin atıldığı memleketim Erzurum'a, desteğiyle yanımda olan aileme, başarılarımın mimarı öğrencilerime armağan olsun.” dedi.

Tuba Dumlu dergimize konuk oldu.

- Tuba hocam, sizi tanımak isteriz. Bize kendinizden bahseder misiniz?

- Ben, Tuba Dumlu Güler. Erzurum'da dünyaya geldim. Tüm eğitim hayatım burada geçti ve mesleğe atılırken yine memleketime hizmet etmek istedim. On altı yıldır Erzurum'da "Fen Bilimleri" öğretmeni olarak görev yapıyorum. Evliyim ve iki çocuk annesiyim.

- Öğretmen olmaya nasıl karar verdiniz? Bu konuda sizi yönlendirenler oldu mu?

- Çocuk yaşlardan beri öğretmen olmak istiyordum. Arkadaşlarım evcilik oynarken ben öğretmencilik oynardım. Çocukları çok seviyorum. Öğrenmeyi ve Öğretmeyi çok seviyorum. Bu yüzden öğretmen olmak benim için en doğru seçimdi.

- Biraz da aldığınız ödülü anlatır mısınız? İçeriği ve amacı nedir? Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz? 

- Üniversite hayatımdan sonra yüksek lisans eğitimimi çoklu zeka ve eğitsel oyunlar üzerine yaptım ve mesleğimde de sık sık uygularım. Öğrencilerimin bireysel farklılıklarını göre onların zeka alanlarına yönelik etkinlikler yapmayı seviyorum. Yaptığımız bu etkinlikleri meslektaşlarıma kaynak olması için dergi haline getirip geliri ile köy okullarına finans desteği sağlamıştım. Daha sonra öğrencilerimin sosyal, kültürel, bilimsel alanlarda projeler yürütmesi için bir öncüye ihtiyaç duyduğunu gördüm. O öncü, ben olmalıydım. Birlikte birçok yarışmalara katıldık; hem il hem bölge hem de ulusal düzeyde şampiyonluklar elde ettik. Özellikle bazı öğrencilerimin eğitim hayatına devam edebilmesi için ailelerine başarabildiklerini göstermeleri gerekiyordu. O yüzden onlara daha çok fırsat verdim. Kız öğrencilerim birçok alanda başarılı oldu. Sevgi evinde kalan çocuklarımızla köydeki öğrencilerimizi buluştıran projeler yürüttüm. Birlikte ziyaretler yapıp, kitaplar okuyup sohbet ettik. Hatta o kadar güzel ilişki kurduk ki sınav zamanı gidip oradaki çocuklarımızla sınava hazırlık yapıyorduk. Tüm bu çalışmalar sonunda iki kez Ankara'da, şehrimi yılın öğretmeni olarak temsil ettim. Sonra yaptığımız çalışmalar tüm dünyada da duyulsun istedim ve uluslararası platformlara başvurdum. 2022 yılında  Hindistan’da “Global Teacher Award/ Küresel Öğretmen Ödülü” aldım. 2023 yılında “Global Teacher Prize” kurumunun belirlediği “Dünyanın En iyi 50 Öğretmeni” içerisinde yer alarak ülkemi temsil ettim. Bu yarışmaların amacı; özverili çalışmalar yaparak mesleğinde üstün başarı gösteren ama sadece akademik olarak değil, aynı zamanda çocukların hayatına da dokunarak topluma hizmet eden öğretmenlerin başarısını görünür kılmak ve tüm dünyaya tanıtmak.

- Dünyada ilk 50 öğretmen arasına girerek Türkiye'mizi gururlandırdınız. Bu, bizim için çok değerli. Öğrenince neler hissettiniz?

Nobel Eğitim Ödülü Olarak da Nitelendirilen Bu Yarışmaya...

- “Nobel Eğitim Ödülü” olarak da nitelendirilen bu yarışmaya daha önce katılan öğretmen arkadaşlarımı görünce çok gururlanmıştım ve o an hayalini kurmaya başlamıştım.  Genellikle hayalini kurduğum şeylerin çoğu gerçekleşmiştir. Gerçekleşmeyecek şeylerin hayalini de kurmam zaten. Sınırlarımı bilirim. Sonuçlar açıklandığında, birkaç duyguyu bir arada hissettim. Bir taraftan gözlerim dolarken diğer taraftan yüzümde yorgunluğumu silen bir tebessüm belirdi. Eşim ve çocuklarım yanımdaydı. İlk önce onlarla paylaştım bu gururlu anı. Onların nezdinde zaten haketmiştim ama dünyanın başka bir ucundan da ödüle layık görülmek çok güzel bir duyguydu. Nice meslektaşımın bu gururu yaşamasını da çok isterim.

- Projenizdeki amacınız neydi?

- Benim meslek hayatımda oldukça çeşitli projelerim vardır. Çok yönlü bir insanımdır. "Fen Bilimleri Öğretmeni" olsam da yeri gelir; "Tarih, Coğrafya" diğer eğitim alanlarında da projeler yürütürüm. Hatta bilimsel yarışmalarda ulusal birinciliklerim arasında kendi alanım dışında olanlar da vardır.

Tüm Bu Çalışmalar Bir Proje Değildi Aslında...

Mesleğe ilk başladığımda imkansızlıklara sığınmadan; “Ben ne yapabilirim?" diye düşündüm. Dezavantaj oluşturabilecek durumları belirleyip planlama yaptım. İlk gözüme çarpan, kızlarımızın daha nitelikli eğitim alması gerektiği idi. Bunu büyük oranda başardık. Sonra, okullarımın fiziksel şartlarındaki yetersizlikler... Bunu da kendimce çözmeye çalıştım. Atık malzemelerden bilim şenlikleri düzenledim, materyaller oluşturarak derslerimde kullandım. Özgün etkinliklerimizin yer aldığı bilim dergileri çıkardım. Hatta bu dergilerimin geliri ile okulumun bazı ihtiyaçlarını karşıladık. Artık derslerde kullanabileceğim deney malzemelerimin ve materyallerin birçoğu mevcuttu. Kızlarımızın da okullu olma oranı giderek artıyordu. Hatta sosyal, kültürel ve bilimsel birçok yarışmada önemli dereceler elde ediyorlardı. Tüm bu çalışmalar bir proje değildi aslında, o anda yapmam gereken hamlelerdi.

Benim Meslek Anlayışımda Öğretmen Öğrencisinin Derdini Kendisine Dert Edinmelidir 

- Bize istenildiği takdirde başarılayamayacak bir mevzu olmadığını gösterdiniz. Peki Tuba hocam öğrencilerle ilişkiniz nasıldır? Onlara bir konuyu anlatırken neler yaparsınız?..

- Öğrencilerimle ilişkim oldukça iyidir. Çünkü onların sadece akademik gelişimini değil kişisel ve sosyal gelişimleri hakkında da kendimi sorumlu hissediyorum. Benim mesleki anlayışımda öğretmen öğrencisinin derdini kendisine dert edinmelidir. Onların eğitimini engelleyecek her durumu çözebilmek için çaba göstermelidir. Öğrencilerim, benim bu çabamı farkedince aramızdaki ilişki daha güçlü oluyor. Bana daha çok güveniyorlar. Onlara güven vermek eğitim-öğretim alanında da verimli oluyor.

- Çocuklarımıza, dersleri  çalışmaları konusunda neler tavsiye edersiniz? Kitap okuma alışkanlığını nasıl kazandırabiliriz?

- Çocuklarımıza verebileceğim en önemli mesajım; “İleride mutlu olacakları mesleği yapmalarıdır.” İnsan sevdiği ve mutlu olduğu işi yapınca başarılı da oluyor çünkü. Sadece akademik alanla değil sanat ve spor gibi alanlarla da ilgilensinler. Gelişen teknolojiye ayak uydursunlar. Ve tabi ki kitap okuma alışkanlığı edinmek, olmazsa olmaz. Kitap okumak hem genel kültür seviyesini artırır hem de ruhumuzu bambaşka diyarlara yolculuğa çıkarır.

- Truva Edebiyat Dergisi; edebiyatla dopdulu bir dergi. Edebiyatla aranız nasıl? En çok sevdiğiniz yazar veya şair kimdir?

- Edebiyatı çok severim. Aslında sayısal bölümü tercih etmeseydim, Türkçe veya Edebiyat öğretmeni olmak isterdim. Öğrencilik zamanlarında da yazmayı severdim. Mesleğe atılınca terk etmedim... Hatta 2017 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen “Öğretmenler Arası Anı Yarışmasında” Türkiye birinciliğine layık görülmüştüm. Yazmak bana bir terapi gibidir. Kendimi kendime anlatma fırsatı tanır. Özellikle sevdiğim yazar veya şair yok. Ruhuma hitap eden herkesi, her şeyi okurum. Ama babamı kaybettiğim zamanlarda ruhuma hitap ettiği için, ölüm üzerine yazdığı şiirlerden dolayı Cahit Sıtkı Tarancı' nın şiirlerini okumaktan zevk alırım.

- Tuba öğretmen, gelecekte ne yapmak ister?

- Tuba öğretmen, hayalini kurduğu çoğu şeyi bugüne kadar yapmıştır. Gelecekte çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakabilmek de geleceğe dair planlarım arasındadır. Ama bunu tek başıma başaramam. O yüzden benimle aynı fikirde olan ailelerin, öğretmenlerin sayısının artmasını çok isterim.

Cumhuriyetimizin 100. Yılına Denk Gelmesi Harika Bir Duygu 

- Cumhuriyetimizin 100. yılında bize böylesi bir başarıyı ülkemizi temsilen yaşattınız.  Ülkemizde doğru, güzel işlerde yapıldığını gösterdiniz. Teşekkür ederiz. Başarılarınızın devamını dileriz.
Son olarak bize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

- Bu güzel gururun, Cumhuriyetimizin 100. yılına denk gelmesi harika bir duygu. Ülkesini, vatanını ve bayrağını seven her vatandaş gibi, ben de çok mutlu ve gururluyum. Bazen yanıbaşınızdakilerin göremediği özverinin, dünyanın başka bir ucundan görülüp takdir edilmesi tarif edilemez bir duygu. O yüzden “Pes etmeyin” derim. Doğru ve güzel işler, er ya da geç takdiri hak eder. İşini layığıyla yapan tüm meslektaşlarımın bu güzel duyguyu yaşamasını canı gönülden isterim.

Röportaj: Ayfer Güney 

Advert
Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Doc. Dr. Berdi Sarıyev: Türkmenistan’da 2024 Mahtumkulu Firaki Yılı

Doc. Dr. Berdi Sarıyev: Türkmenistan’da 2024 Mahtumkulu Firaki Yılı

17-03-2024 - RÖPORTAJ

Doc. Dr. Berdi Sarıyev: Türkmenistan'ı Öğrenmek ve Türkmenistan'ı Öğretmek

Doc. Dr. Berdi Sarıyev: Türkmenistan'ı Öğrenmek ve Türkmenistan'ı Öğretmek

31-01-2024 - RÖPORTAJ