Advert

Bir Beyin ve Bir Kaç Adam / Yusuf Yıldız

Yazan: Yusuf Yıldız -BİR BEYİN ve BİR KAÇ ADAM

ÖYKÜ - 14-03-2024 22:10 228 kez okundu.

Bir Beyin ve Bir Kaç Adam / Yusuf Yıldız
Advert

BİR BEYİN ve BİR KAÇ ADAM

Kliniğin biraz ilerisinde Ortopedi Servisi’nin önünde bekliyordu. Haftanın ilk günü, aynı zamanda şehrin pazarının kurulduğu bir günde, muayene randevusu almış, kendi kendine; “Bu kadar kalabalık olacağını bilmeliydim” diye veryansın ediyordu.

Köylerden, kent merkezinden gelenlerle hastane tıklım tıklım dolmuştu.

Çok küçük bir ilçe olmasa da herkes birbirini tanıyordu. Kırk yılını bu ilçede geçirmiş, ağabeyi ve ablasının düğünü dışında yaşadığı şehirden hiç ayrılmamıştı.

Göz ucu ile yan muayenehanenin kapısındaki monitörü takip ediyor, kimse ile göz göze gelmemeye gayret gösteriyordu.

Sabah hastaneye gelirken altmışa yakın sokaktan geçmiş içinden; “Bazı sokak isimleri de ne ilginç” diye mırıldanmış, kaldırım taşları arasındaki ayrık çizgilere basmadığı için kendisi ile gurur duyuyordu.

Hastane, evine yarım saat yürüme mesafesinde idi. “Hastahanenin arka bahçesindeki irili ufaklı çam ağaçlarının sayısı da bir hayli fazla. İç içe nasıl dikilmiş? Bir metreye neredeyse bir ağaç düşüyor!” diye aklından geçirirken, bedeni koridorda, aklı tüm aleme yayılmış vaziyette bekliyordu.

Muayene numarasını on beş yirmi metreden görüyor, Psikayatri Polikliniği’nin kapısından olabildiğince uzakta duruyordu ki, tam o esnada yanından geçen mahalledeki yan komşusu Zerrin Teyze’yi gördü, yüzünü çevirdi ve koridorda yürümeye devam etti.

Zerrin Teyze de onu görmüştü. Peşinden seslendi; "Hayırdır Yunus, geçmiş olsun kim hasta?" dedi.

İstemeden de olsa, geri döndü; “Şey, Zerrin Teyze, biraz belim ağrıyor da o yüzden ortopediye geldim" dedi.

Zerrin Teyze; "A! yavrum, bu yaşta belin neden ağrır? Üşütmüşsündür, yeldir o, kuluç girmiştir" dedi.

İnandırıcı olsun diye belini tutan Yunus; "Belki de teyze" diyerek Ortopedi Kliniği’nin  önüne doğru yürüdü.

Ortopedi Kliniği’nin önünde durdu, Zerrin Teyze az ileride Dahiliye Servisi önündeki banka oturdu. Bir müddet Zerrin Teyze’yi uzaktan izledi, arada bir Psikayatri Polikliniği’nin monitörünü göz ucu ile kontrol ediyordu. Nereden geldim bu gün keşke gelmeseydim diye içinden devamlı tekrar ediyor, soğuk terler dönüyordu. Koridor başlarında her biri dört parça camdan oluşan pencereyi, on iki kapıyı otuz altı adet florasan lambaları saymış, önünden geçen üç tekerlekli bebek arabasının dizaynına hayran kalmıştı.

Psikiyatri Polikliniği önünde sıra bekleyen mini etekli sarışın bir bayan da sırasının gelmesini bekliyor güzelliği ve zarafeti ile büyük bir dikkat çekiyordu.

Koridorda kalabalığın arasında yarım saatten fazla bir süre bekleyen Yunus, bir ara o kadar bunalmıştı ki, muayene olmadan gitmeyi düşündü.

Sıranın ona gelmesine bir kaç numara vardı. Göz ucu ile monitörü takip ederken kapıda bekleyen sarışın bayan ile göz göze geldi. İstemsizce gözlerini kırptı. 
Ona bakmıyordu ama “Kadın bana mı baktı acaba? Ya bana göz kırptıysa” diye içine yersiz bir kurt düşürmüştü.

Soğuk terler döküyor, içinde onu rahatsız eden bu düşünceden kurtulmak istiyor, bir yandan Zerrin Teyze’nin nerede olduğunu, kendisine bakıp bakmadığını takip ediyordu.

Daha fazla dayanamadı ve sarışın kadının yanına yaklaştı; “Ablacım, sakın yanlış anlamayın; ben monitöre bakıyordum, istemeden gözümü kırptım. Sakın beni yanlış anlamayın lütfen" dedi. Kadın hiç oralı olmadı; "Deli mi ne" dedi.

Kadının bu cevabı karşısında, Yunus daha da endişelendi;  "Galiba beni yanlış anladı" diye mırıldandı.

Kadın Psikayatri Polikliniği’ne muayene için gelmişti. O esnada, sırası gelen kadın muayene için odaya girdi. Bu kadından sonra sıra, Yunus'a gelecek muayene olabilecekti. Başka hastalar da, Yunus'u tuhaf bakışlar ile süzüyordu. Hastahanenin o devasa uzunluktaki koridoruna herkes sığmış, bir tek Yunus sığmamış gibi duruyor, bunu her haliyle belli ediyordu.

Zerrin Teyze de koridorda gözükmüyordu, "Sırası gelmiş muayene olmaya girmiştir" diye düşündü; “Belki de beni görecek, Psikayatri Polikliniği’ne girerken ya beni görürse; herkese anlatırsa ya adımı deliye çıkarırsa, bundan sonra benimle ya kimse konuşmazsa” diye düşündü ve kafasındaki olumsuz düşünceler adeta jet hızıyla dönme dolap gibi dönmeye devam ediyordu.

Muayene olmaya giren kadın hala içerideydi. "İçeride doktora benden bahsetti ise, beni sapık gibi gördüyse, ya çıkarken bana bir şey diyecek olursa" gibi düşünceler içinde, bir ara nerede neden burada olduğunu bile unutmuş, kendini olabildiğince yorgun çaresiz ve mutsuz hissediyordu.

Sıra numarasına bile korkarak bakan Yunus'un sırası gelmiş, isminin baş harfleri monitörde belirmişti. İçerideki sarışın bayan dışarı çıkmamıştı.

“İçeriye benim girmemi bekliyor, doktorun yanında bana hesap soracak, beni şikayet edecek ve burada rezil olacağım" diye anlık düşünce ile başı öne eğik kliniğin kapısını açtı. Kafasını kaldırmıyor, içerideki kimseye bakmıyordu.

Sarışın kadın, muayene olmuş ilaçlarını yazdırmış tam kapıdan çıkarken Yunus'u kafası öne eğik görünce omzuna dokunarak; “Geçmiş olsun” deyip muayenehaneden çıkmıştı.

Yunus; “Sağol bacım, sağol bacım" diye iki kez tekrarladı, Yunus “sağol bacım” derken kadın zaten çoktan odadan çıkmış onu duymamıştı.

Doktor, koltuğunda kendinden emin bir duruşla oturuyor, yan tarafındaki sekreterine; "sıradaki hasta“ diye soruyordu.

Sekreter bayan; “Buyurun oturun. Yunus bey'di değil mi? "diye sordu.

“Evet, Yunus benim" dedi. Doktorun karşısında hasta sandalyesinde yerini alan Yunus'a, doktor; “İlk defa mı geliyorsunuz? Neyiniz var?” diye sordu.

Gözlerini mozaik kaplamalı beton zemine diken Yunus; “Şey, efendim kardeşim hasta da onun için sizden bir ilaç isteyecektim "dedi.

Doktor gülümsedi. "Demek kardeşiniz hasta ve ona ilaç isteyeceksiniz" dedi.

Yunus; “Evet efendim" dedi.

"Tamam, o halde kardeşinizi alın gelin ona ilaç yazacağım" dedi.

"Tamam efendim" diyerek odadan hızlıca çıktı. Hastane bahçesine doğru koşar adım gidiyor bir an önce kuytu bir yerde soluklanmak istiyordu.Dışarı çıktığın da biraz olsun rahatlamıştı. Kimseyle göz göze gelmeden gözlerden uzak bir banka oturdu. Güvendeydi, gülümsedi.

Aynı yoldan gitmek tekrar aynı sokak tabelalarını okumak istemiyordu. Bir başka sokağa döndü düzenli bir şekilde park edilmiş onlarca aracın olduğu caddeye adımını attı. Okuduğu ilk plaka Alman plakalı lüks bir araçtı.

Advert
Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Birleşme / Habil Yashar - Azerbaycan ve Türkiye Türkçesi

Birleşme / Habil Yashar - Azerbaycan ve Türkiye Türkçesi

02-05-2024 - ÖYKÜ

Tavan Arasındaki Ölüm / Elmas Tunç

Tavan Arasındaki Ölüm / Elmas Tunç

02-05-2024 - ÖYKÜ