Advert

Başka Bir Gezegende Seçim Akşamı / Mehmet Engin Ayatar

Yazan: Mehmet Engin Ayatar -BAŞKA BİR GEZEGENDE SEÇİM AKŞAMI

DENEME - 04-12-2023 19:41 429 kez okundu.

Başka Bir Gezegende Seçim Akşamı / Mehmet Engin Ayatar
Advert

BAŞKA BİR GEZEGENDE SEÇİM AKŞAMI

Yaşım itibariyle bilmem kaçıncı seçimi geride bıraktığım gibi, bu seçimi de kazasız belasız atlattığıma inanıyorum.

Her görüşten insan, itirazsız oylarını kullandı. Kimse padişah, imparator, diktatör özlemi çekmedi. Sokaklar karışmadı, hile varsa bile eser miktardaydı, kimsenin burnu kanamadı.

Oylar döküldü, sayıldı ve sonuçlar gizli oy esasına uygun olarak niyetimizi açık edecek şekilde ortaya konuldu.

Seçimler, demokrasinin gereği diye düşündüğünüzü çok iyi biliyorum. Büyük çoğunluğun -her görüşten aşırı yobazı dışarıda bırakmak şartıyla- seçimlere sonuna kadar sahip çıktığından ve önümüzdeki seçimlerde de çıkacağından eminim, lakin ortaya konulması gereken bazı noktalar var.

“Böyle bir değerlendirmeyi yapacak çapa sahip misin?” diye sorabilirsiniz. Elbette soramazsınız çünkü ben bu satırları yazarken bir yandan da -tıpkı sizin gibi- televizyonda seçim sonuçlarını takip ediyorum. Artık siz de bu düzende, en az benim kadar sahipsiz ve izleyici konumundasınız.

Neyse, şimdi konuya gelelim. Daha doğrusu, çelişkiyi yaratan soruya; “Seçim” dediğimiz şey aslında bir takım çıkar çevrelerinin kendini onaylatması ve meşru hale getirmesi değil midir?

Ekonomik ve siyasi programlarında çok az farklılıklar bulunan iktidar ve muhalefet partilerinin, dikkatlice baktığınızda aslında hiç de farklı olmadıkları ortadadır. Parti önde gelenlerinin, siyasi liderlerin, belediye başkanlarının genellikle -ki bu genellikle öyle önemsenmeyecek cinsten bir oran değildir- üst sınıfa ait olmaları -hadi açıkça söyleyelim, zengin- olmaları hiç de tesadüf değildir. Kimse alınmasın ama atalarımızın dediği gibi; “Çok mal haramsız olmaz.” ve ne yazık ki bu haramzadeler de sonuna kadar yalan söylemekten çekinmezler.

Böylece, her seçim öncesi değil yalan rüzgârı; “ham hum şarolop” fırtınasında kalıp, koca bir hortumun içinde savrulmamızın ana sebebi ortaya çıkar. Bu adamlar ya da kadınlar, koltuklarını kaybetmemek için rahatlıkla her türlü hileye başvururlar ve her duruma göre rahatlıkla deri değiştirebilirler. Omurgasız canlıların en biçimsizlerindendirler ve fikri âlemdeki bu yumuşakçalık belki de evrimde en ileri noktadır, yeter ki sömürü düzeni devam etsin. Ve tabi ki dürüst, ilkeli ve liyakat sahibi istisnalar kaideyi bozmaz.

Bu insanların, aslında ne de masum oldukları göz ardı edilemez elbet. Bu noktada, birkaç sosyolojik terim yumurtlamakta fayda var. Sosyolojiyi çok bildiğimden değil tabi ama, benim burada önümü alacak kimse bulunmadığından, toplum yaşamının; i “failler” ve “yapılar”dan oluştuğunu söyleyebilirim.

“Failler” kimdir? Sorunun cevabı çok basit: Failler bizleriz ve bizim ortaya koyduğumuz her türlü eylem milyonluk yığınlar oluşturarak toplumsal yapıları meydana getirirler. Yani beğenelim beğenmeyelim, isteyelim istemeyelim, başımıza atadığımız siyasiler, bizim oraya taşıdığımız liderlerdir. Herkesin elindeki ufak tefek kirler, birikir birikir ve her ağzını açtığında yalan yere yemin eden, her akçeli işte vicdanını nerede bıraktığını unutan bu tuhaf adamları meydana getirir.

Halkçı iktidarların hep en zor zamanlarda ortaya çıkması, irdelenmesi gereken bambaşka bir konu. Onu da, başka bir yazıda ele alalım. Şimdilik toplumsal gelişmişliğimizin eseri siyasetçilerimizi gereksiz yere yargılayıp onları zor duruma düşürmeyelim. Onları her zamankinden daha fazla sevip sahip çıkalım ve koltuklarında rahatça oturmalarını sağlayalım. Şüphesiz ki, onlar yönetim sanatının üstatlarıdır. Buraya kadar anlatılanlar güzel ama Bruce Lee’nin şu sözünü de unutmayalım; “Öğrenileceklerin sonsuz olduğu dünyamızda; ‘üstat’ kelimesine inanmam.”

Advert
Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Yeni Ufuklar Açmak / Hamdi Tabanlı

Yeni Ufuklar Açmak / Hamdi Tabanlı

22-04-2024 - DENEME

Yaşamak Sanattır / Aydın Hanzala

Yaşamak Sanattır / Aydın Hanzala

15-04-2024 - DENEME