Advert

Türkü Deyip Geçme / Nevin Aktekin Gülfırat

Yazan: Nevin Aktekin Gülfırat -TÜRKÜ DEYİP GEÇME

ÖYKÜ - 04-04-2024 15:14 418 kez okundu.

Türkü Deyip Geçme / Nevin Aktekin Gülfırat
Advert

TÜRKÜ DEYİP GEÇME

Telli turnam selam götür sevdiğim diyarına diyarına...
Üzülmesin, ağlamasın belki gelirim yanına cananına oy!
Hasret kimseye kalmasın, sevdalılar ayrılmasın, ayrılmasın 
Ben yandım eller yanmasın, sevdanın narına, cananıma.

***

Televizyonda Musa Eroğlu'dan, "Telli Turnam" türküsü çalıyordu. Kaya, dedesinin önünden geçerek, televizyon  kumandasını sehpanın üzerinden alıp, başka TV  kanalına geçmek üzereydi ki, dedesi; "Ver bakayım evlat  şu kumandayı bana. Sakın kanalı da çevireyim deme. Bu türküyü çok severim ben." dedi.

"Ama dede, çok ağlak bir şarkı. Hem kulağımı da tırmalıyor. Hiçbir şeyde anlamıyorum bu sözlerden. Ver kumandayı da ben sana pop müzik açayım. Bir de dans ederim sana."

"Öyle deme evlat. Türküler yüreğimizin dili, başımızın sevda yelidir. Anadır, bacıdır, kardeştir. Gurbete gidip dönmeyen oğul, hasret çeken yavukludur. Özlemdir, sevinçtir, paylaşımdır. Anadır, Anadolu’dur türküler. Öyle "Türkü" deyip geçme.. Sözlerinde nice aşklar, nice gözyaşları saklıdır.."

"Peki dede. Bir turna kuşuna yazılmış olan bu şarkı, seni neden böyle hüzünlendirdi ki? Neden  gözlerin doldu bu türküyü  dinlerken?"

"Ah evlat! Türkü deyip geçme. Hem hikayesini bilsen, benim kadar olmasa da sende hüzünlenirdin.. İstersen sana hikayesini anlatayım."

"Ben de çok merak etmiştim zaten, bekliyorum dedecigim."

"Çok, çok önceden, Anadolu köylerinden birinde yaşayan genç bir kız varmış. Bu genç kızın da, bir sevdiği varmış. Sevdiği, genç kızın başlık parasını biriktirebilmek için gece gündüz çalışırmış. Tüccarlık yaparmış. At arabasıyla bir o köye bir bu köye gidermiş. Pek çalışkan olan bu delikanlı, yorulmak nedir bilmezmiş. Parayı biriktirmesine çok az kalmışken, ne yazık ki bu çift birbirinden çok uzaklara düşmüş. Çünkü kızın babası onu, köyün zengininin oğluna vermeye karar vermiş. Hem de yüklü bir başlık parasına. Zengin adamın oğlu, kızla hemen evlenmiş. Ve uzakta olan köyde, henüz bundan haberi olmayan delikanlıyı hırpalamaları için adamlarını yollamış. Delikanlının arabasını kırmışlar, delikanlının her tarafını yara bere içinde bırakmışlar.

Delikanlının yanından ayrılmadan önce ise sevdiğinin evlendiğini söylemişler. Delikanlı buna çok üzülmüş. Ne yapacağını bilememiş ve bir daha köye dönmeyeceğine dair kendisine yemin etmiş. Çok çok uzaklarda olan bir köye, günler sonra yürüyerek varmış. Burada öküz arabaları yaparak, sevdiğinin güzelliğini anlatarak, türküler yakarak hayatının geri kalanını geçirmiş.”

"Yani anladığım kadarıyla kavuşamamışlar dedeciğim."

"Evet, öyle evladım. Aşık Veysel türkü ustasının da dediği gibi; ‘Seversin, alırsın, karın olur. Seversin, alamazsan, kara sevdan olur.’”

"Ben pek kara sevda olaylarını anlamam ama anladığım, oğlan sevdiğine kavuşamayınca bu türküyü söylemiş.."

"Evladım  biz…
Bayramlarda, düğünlerde, 
Toplantıda, yığınlarda
Sıkılınca dar günlerde
Türküz, türkü çağırırız biz.

Aşık Veysel'in de dediği gibi. Adımız "Türk" bizim evladım, geleneğimiz bu...

Türküler, kanatsız kaldığımızda kanadımız, efkarlı olduğumuz ve yalnız kaldığımız gecelerde tesellimiz olur. Sevdiklerimizi, memleketimizi, sevdamızı, özlemlerimizi, geçmişimizi, coğrafyamızı buluruz biz o  türkülerde hep. Onun için türkü deyip geçme sakın evlat.

Türkülerin olmadığı yerde çiçekler açmaz, kuşlar cıvıldamaz... Çiçekler kokmaz türkülerin geçmediği yollarda. Bunu unutma olur mu evladım?”

"Tamam dedeciğim. Ben de şimdi türküleri sevmeye başladım. O zaman sıradaki türkü benim olsun mu?"

"Olsun evladım. Bak, kısmetine yine çok sevdiğim bir türkü çıktı. Neşet Ertaş babadan. Bu türküyü de her dinlediğimde beni ve sohbetimizi hatırla oldu mu can torunum?"

"Ah yalan dünya, yalan dünya
Yalandan yüzüme gülen dünya
Ah yalan dünya, yalan dünya
Yalandan yüzüme gülen dünya"

"Hadi bir de çay kap gel bakalım. Keyfim ikiye katlansın.. Bak bu arada bu sözlerimi de kulağına küpe yap..

"Türkü dinlemeyen, kitap okumayan, çay içmeyen, hele de şiir sevmeyen birine, sakın gönül verme  evlat..." dedikten sonra Neşet Ertaş'ın; “Yalan Dünya” türküsünü açtı. Torununun getirdiği çayı da keyifle yudumladı.

Advert
Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Birleşme / Habil Yashar - Azerbaycan ve Türkiye Türkçesi

Birleşme / Habil Yashar - Azerbaycan ve Türkiye Türkçesi

02-05-2024 - ÖYKÜ

Tavan Arasındaki Ölüm / Elmas Tunç

Tavan Arasındaki Ölüm / Elmas Tunç

02-05-2024 - ÖYKÜ