Advert

Savaşın Kazananı Var mı? / Sedat İlhan

Yazan: Sedat İlhan -SAVAŞIN KAZANANI VAR MI?

DENEME - 12-10-2023 16:40 815 kez okundu.

Savaşın Kazananı Var mı? / Sedat İlhan
Advert

SAVAŞIN KAZANANI VAR MI?

Savaşın kazananları vardır ama kesinlikle savaşanlar değildir! Çocuklar, kadınlar, yaşlılar, halk hiç değildir!

Bir filmde; “Başımızda hangi kral olduğunun ne önemi var? Biz neden bu kral için savaşıp ölüyoruz?“ diyordu askerlerden birisi.

Normal şartlarda, savaşa evet diyen yoktur. Var ise, ne olduğundan haberi yoktur veya boş bir kahramanlık yapar başına gelecekleri düşünmeden, annesinin, babasının, evlatlarının ve akrabalarının… 

Bir de iş inada bindi mi, ne göz görür, ne kulak duyar, yalın ayak, başı çıplak dalarken buluveririz kendimizi meydanda veya birilerini atıveririz o ateşe, kahramanlık türküleri eşliğinde…

Böylece bir anda savaşın içinde buluveririz kendimizi. Peki ama neden olur bunlar?

Çünkü savaşa hayır demek yeterli değildir; barışa da evet demeli aynı zamanda…

Savaşı istemememizin en önemli nedenlerinden birisi kazanacağımızdan emin olamamak belki de. Böyle bir endişemiz yok ise, bir şekilde haklı birçok sebep bulabiliriz.

Her şeye rağmen, savaş kesinlikle gerekli değildir demek de mümkün olmaz bazen. Adalet için, korunmak, korumak, yapılan zulümlere dur demek için… Yani bazı zamanlar olur ki, savaş kaçınılmaz oluverir.

Yalnız diğer taraftan da, barış içerisinde çözemediğimiz meseleleri savaşla yok edebileceğimizi sanmak, en basit ifade ile aldanmışlık olur.

Neden bu konu hakkında yazdığımı tahmin edebiliyorsunuzdur. Dünyanın gündemi savaş şu anda. Sosyal medyada “savaşa hayır” diyenleri de “savaşa evet” diyenleri de görüyorum. “Barış” yine zor durumda sanki. Hepimiz için hep birlikte masaya yatıralım bu konuyu ve düşünelim üzerinde ta ki, hayat olağan akışında yaşanana kadar; tüm insanlar için mutlu mesut ve sıcacık…

Bir deyim vardır bilirsiniz; “Kavgada yumruk sayılmaz.” Savaşta yapılanları mazur göstermek değil yazmaktaki amacım. Savaş vahşettir, bunun altını kalın çizgilerle çizelim. Benim değinmeye çalıştığım şey, ortam gerildiğinde, tansiyon arttığında aklıselimin kaybolmasıdır. Her kafadan bir ses çıkmaya başlar ve herkes kendisince haklıdır. Ve o silah ele alındığında savaş başlamıştır artık. Patlamaması mümkün değildir. Sonunda güçlü olan taraf bir fatura keser yani bir bedel ödetir.

Barış, savaşın haricinde yapılan savaşı önleyici her türlü faaliyetler ile sağlanabilir. Caydırıcı güç olarak en güçlü silahlara sahip olmak da dahildir buna. Ama önce tabii ki özgürlük… Ancak lafta kalmayan, kimsenin özgürlüğünün kısıtlanmadığı, baskı altında kalmadan tüm fikirlerin konuşulabildiği bir ortam; insanlara deneme fırsatı ve cesareti sunan… Aksi durum dedikodu olur zaten; ağzına geleni döküvermek ortalığa, maslahatsız, çözümsüz…

Tek başına özgür olmanın bir takım sakıncaları da var sanki. Belki bir ideal gerekiyor özgürlüğün yanında. Ama böyle bir şart konulunca da, tılsım bozuluyor. Her ne kadar henüz başaramasam, dostlarıma yaşatamasam da inanıyorum ki, insan özgür olduğu yerde döner durur, uzaklaşsa da geri gelir. Herkese eşit şans verildiğini gördüğünde kendisi için bir şeyler istemekten vazgeçebilir insan…

Bazı yerlerinde biraz ütopik bir yazı oldu bu ama hayali bile güzeldi.

Bir dakika… Bir eksik var sanki. Burada toplumsal bir hareketten bahsediyoruz. Herkes neyin nasıl olması gerektiğini yeteri kadar biliyor ama yapmıyor. Neden?

Belki savaşlarla birlikte öğreniyoruz, kendimizi, insanlığımızı, birlikte yaşamanın huzur verici havasını… Tüm canlılara saygı gösterenlerin değerini, göstermenin anlamını ve gerekliliğini...

Düşünüyorum…

Canlı veya cansız, tüm varlıklara düşünce dünyamda bir yer açabilsem belki farklı bir alem serilirdi önüme. Önceliklerim ve kararlarım bir başka olurdu kesin. Sevindiklerim, üzüldüklerim, ağladıklarım, güldüklerim yer değiştirirdi büyük bir ihtimalle...

Çıkmazlara mı sürüyorum kendimi ben?

Mümkün mü böyle bir hayat?

Ama istiyorum. Aksi halde, çözüm diye yazdığım, çizdiğim, anlatıp durduğum şeyler sadece hezeyanlarım olur.

Ve savaşlar olacak…

Tüm varlıklara saygı gösterme niyetinde olmayanların ve hatta bunu hiç önemsemeyenlerin açtığı yollar, savaşlarla tahrip olacak. Sonunda bir gün kazananlar, savaşların anlamsızlığını anlayanlar olacak…

Editör: Serhan Poyraz 

Advert
Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Yeni Ufuklar Açmak / Hamdi Tabanlı

Yeni Ufuklar Açmak / Hamdi Tabanlı

22-04-2024 - DENEME

Yaşamak Sanattır / Aydın Hanzala

Yaşamak Sanattır / Aydın Hanzala

15-04-2024 - DENEME