Advert

Göz ve Gülüş / Aydın Hanzala

Yazan: Aydın Hanzala -GÖZ ve GÜLÜŞ

ÖYKÜ - 08-04-2024 14:42 315 kez okundu.

Göz ve Gülüş / Aydın Hanzala
Advert

GÖZ ve GÜLÜŞ

Vakit gece yarısı… Düşünmekten yorgun düşen genç adam, parçalanan hayalleriyle yastığa başını koyup, uyumaya çalıştı fakat uyku sanki firardaydı. Yatağında bir sağa bir sola dönüp durdu, kızaran gözlerine uyku bir türlü gelmiyordu.

Sırt üstü döndü, iki elini başının altına koydu ve parçalanan hayallerinin üzerine bir hayal daha kurmaya çalıştı fakat hayaller hep onu belirsizliğe götürüyordu...

Derin bir çıkmazın içinde bocalayıp duruyor, bir çıkış bulmak için düşüncelere dalıp gidiyordu. Zihninde pozitif bir enerji oluşturup negatif düşüncelere kapılmamak için elinden gelini yapıyordu. 
Ancak nedenini bilmediği bir rüzgara kapılıp gidiyordu. Düşüncelerinde savrulduğunu görünce, koşarak kendini kolundan tutup geri getiriyordu...

Düşünceleri ve hayalleri onu hep bilinmezliğe sürüklüyordu. Açılmasını arzuladığı her kapı yedi kilit ile kilitlenmiş gibiydi. Hayallere pozitif düşüncelerle başlasa da hep karanlığa, çıkmaza çıkıyordu bütün yolları...  Haliyle hayallerinde kayıplara karışıyor kendini toparlamaktan yorgun düşüyordu. 
Sonunda kendini negatif hayallere bıraktı.

İçinde bulunduğu çıkmaz ile birleşen düşünceler ona bir senaryo hazırlattı ve senaryonun adını 'ölüm' koydu. Bu kurguyu beğendi.

Bu gece dünyada son günü olarak kendini motive etti. Yarın sonsuzluğa uzanmaya karar verdi...

Sabah kalktı, kahvaltısını istemsizce yaptıktan sonra işe gitmek için hazırlandı. Dönüp derinden eşine, çocuklarına baktı. Bakışlarında sonsuz bir veda saklıydı...

Kurgu, intihara bir kaza süsü vermekti. Kendini ana yolda kazara  bir aracın altına atmaktı. Evden çıkarak oyunu başlattı...

Düşünceli bir şekilde yürüyordu. Tüm cesaretini toplamış adeta ölüme meydan okurcasına emin adımlarla ilerliyordu.

Birden elinde bir fotoğraf makinasıyla bir kız çocuğu belirdi ve; "Ağabey bir poz verir misin? Fotoğrafını çekeyim" dedi.

Genç adam, kız çocuğuna baktı, melek gibi bir masumiyet gördü. Kızın gözlerinden muhteşem bir sevgi ışıltısı yayılıyordu. Kız öyle masum bir bakışa büründü ki hayatın tüm yaşam sevincini o gözlerde görebiliyordu.

Genç adam; "Haydi bakalım bir poz vereyim de dünyadaki son hatıram olsun." dedikten sonra fotoğraf makinasının karşına geçti ve durdu.

Kız çocuğu resmi çekmesine çekecekti ama poz veren genç adamda eksiklikler gördü ve; "Ağabey, bir tebessüm alabilir miyim?" dedi.

Genç adam kendi içinden 'Ölüme giden adamdan tebessüm istenir mi?' diye düşündü bunu söylerken istemsizce bir tebessüm belirdi yüzünde.

"Tamam güzelim al sana bir tebessüm. Tebessümler masumiyetine kurban olsun." dedi ve kızın istediği tebessümü yüzüne yansıttı.

Fakat kız çocuğu; "Olmadı ağabey, tebessüm gözlerinde oluşmalı, çünkü yüzdeki tebessümlerde sahtelik olur ama gözlerdeki tebessümler içtenlikli olur" dedi.

Genç adam, bu kız çocuğunda bir bilgelik görmeye başladı. Yüz ve göz arasındaki tebessüm farkını biliyordu.

"Olur, deneyelim" dedi genç adam. Ve gözlerinde bir gülüş oluşturmak için bir hayal kurmaya başladı. İçine düşmüş olduğu çıkmazdan çıktığını gördü, derin bir nefes aldı ve kızın gözlerine baktı "haydi çek bakalım." dedi.

Kız; "İşte bu ağabey, harika, çok içten bir göz gülüşü oldu, çekiyorum ve çektim!" dedi.

Genç adam, kız çocuğunda oluşan sevinci görünce, gözlerindeki gülüş masumiyete büründüğünün farkında değildi.

Kız, "Ağabey, neden çok dalgınsın, bu dalgınlıkla nereye gidiyorsun?" dedi.

Bu soru onu sarstı, ölüme gidiyorum diyemezdi. Ama nasıl cevap vereceğini de bilemedi.

Sonra kızın gözlerine baktı, bu gözler ona huzur veriyordu.

Düşündü, kızın gözleriyle hayata bakmayı istedi. 
Masum bir yüreğin gözleri hayata kötü bakamazdı, hayatı kirletemezdi, yaşamı zorlaştıramazdı, insanları kandıramazdı, hilekar olamazdı...  Tüm bunları görebiliyordu genç adam.

Düşündü ve; “Peki ben ölüme giderek yaşamı kalanlara kahretmiyor muyum, çekilmez hale getirmiyor muyum? Ben ölüme giderken sadece kendini düşünen bir bencil olmuyor muyum?..

Sonra kız çocuğuna baktı ve; "Ben işe gidiyorum meleğim." dedi.

Ona veda ederek, "Allah'a emanet ol, yönümü değiştiren melek." derken bir gülüş geldi gözlerine.

Kız çocuğu, onun ne demek istediğini anlamadı ama adamın gözlerindeki gülüşe göz kırptı...

Advert
Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Birleşme / Habil Yashar - Azerbaycan ve Türkiye Türkçesi

Birleşme / Habil Yashar - Azerbaycan ve Türkiye Türkçesi

02-05-2024 - ÖYKÜ

Tavan Arasındaki Ölüm / Elmas Tunç

Tavan Arasındaki Ölüm / Elmas Tunç

02-05-2024 - ÖYKÜ