Advert

Uzaklara Dalmış Gözlerim / 1

Yazan: Aydın Hanzala -UZAKLARA DALMIŞ GÖZLERİM /1

ÖYKÜ - 27-12-2022 17:14 647 kez okundu.

Uzaklara Dalmış Gözlerim / 1
Advert

UZAKLARA DALMIŞ GÖZLERİM /1

Uzaklara dalmış gözlerim, aklım firarda gibi, derin bir sessizlik ve suskunluk içindeyim. 
Zor duyulur bir ses belki de ben öyle hissettim.
Merhaba, dedi. 

Sesin geldiğine yöne başımı çevirdim. Tanıdık biri değildi, üzerinde yorgunluk izi de yoktu. Bir yoldan gelmiş durumu da yoktu, yabancı biri değildi ama tanıdık da değildi. 

Hayretler içinde bakıverdim ve sessiz kaldım. 
-Tekrar "merhaba" dedi. 

Sessizliğimi bozarak "merhaba" dedim. 
-Nasılsın? dedi 
-Neden sordun ki? dedim. 
-İnsan insanı sormaz mı? dedi. 
Tabi ki sorabilir dedim ve devam ettim konuşmaya, hangi çağda yaşıyoruz? Birbirini tanıyanlar dahi birbirini sormazken sen neden tanımadığın ve tanıdık olmadığın halde  soruyorsun? Dedim. 

Gözlerimin içine adeta dalarcasına baktı ve "insan değerlidir, değerli olduğu için de sorulmaya değerdir" dedi. 

-Peki neden insanlar birbirlerine değer vermek yerine birbirlerini kullanıyorlar? Dedim. 
-Çünkü arınamıyorlar dedi ve devam etti; arınamayan insanlar birbirlerinden ruhen  koparlar ve birbirlerini birer meta olarak görürler dedi.. 

Söyledikleri doğruydu. 
-İnsan insana ulaşamıyor dedim. 
-Öyle dedi. 

Derinlere daldım yine çünkü acı çekiyordum. Gözlerime bilgece baktı ve 
-Neden için yanıyor?" Dedi. 
Yüzüne baktım ve içimi çektim. 
-Bakma öyle, içini dök bana dedi. 

Gözlerimin yaşlarını tutabiliyordum ama yürek yaşlarım sürekli akıyordu. 
-Neden ağlıyorsun? Dedi. 
Ağlamıyorum, gözlerimde yaşları görüyor musun? Dedim. 
-Ben gözlerinden değil yüreğinden bahsediyorum dedi. 

Aklım durdu, beynime kan fışkırdı, nevrim döndü sanki. Bu ne dedim kendi kendime,  büyücü mü bu? Dedim. 
-Büyücü değilim dedi. Daha tuhaflaştım, içimde sıkıntılar artıyordu, çünkü içimdeki  sesleri duyuyordu. 
-Kimsin? dedim. 

Gözlerime baktı ve hüzünlü bir gülüş attı. 
-İnsan sevdalısıyım dedi. 
-Yüreğimdekileri nasıl duydun? Dedim. 
-Yüreğimle dinlediğim için duydum dedi. 

Beni çok ciddi etkiliyordu, kilitleniyordum karşısında. Yine aynı bilge tavrını takındı ve 
-Neden mahzunsun, neden kederlisin? dedi. 
-Özgüvenimi, güvenimi kaybettim, yaşama sevincim öldü, umutlarım ağır yaralı dedim. 
-Yorulmuşsun? dedi. 
-Evet hem de çook yoruldum dedim. 

Bu sefer gözlerimin yaşlarını tutamadım. 
-Ağla, çünkü ağlamak insanı rahatlatır dedi.
Ağlıyordum ben. 
-Neden yoruldun, umutların neden ağır yaralı, yaşama sevincin neden öldü? Dedi. 

Beklediğim bir soruydu. 
-Sevilmekten yoruldum, terk edilmekten, kandırılmaktan ve inanmaktan dedim. 
-Olur mu böyle şey, sevmek ve sevilmek insana mutluluk verir, gençleştirir, dedi. 
-Ben sevgide mutluluk görmedim, gençleşme görmedim dedim. 
-Hayır, ya sen sevmeyi bilmemişsin, ya da sevilmemişsin, sevgi ruhun, kalbin gıdasıdır  ama ben senin ruhunu ve yüreğini ac görüyorum dedi. Ve devam etti; çocuk yanın hiç büyümemiş, sevgiyle büyütülmesi gereken yanın sevgiye hasret kalmış dedi. 

Koyulaşmıştı muhabbetimiz o beni, ben ise kendimi anlatıyordum. Ciddiye alıyordu beni, dikkatle dinliyordu ve doğru cevaplar veriyordu. 
-Ruhun çok yalnız, yalnızlıklardan oluşan yankıların var dedi. Bir birikim olmuşsun ama tek başınasın, etrafında çok insan var ama sen yalnızsın dedi.

-Mutlu değilsin, huzurlu değilsin, her an kötü bir şey olacakmış gibi hisler yaşıyorsun. Aslında hüzne 
alışmışsın, hüzünde huzur yaşıyorsun, sevinçler sana huzursuzluklar veriyor ve yüreğine sıkıntı düşüyor dedi. 

Çok iyi konuşmuştu ve beni etkilemeyi başarıyordu. Ne de güzel konuşuyor dedim kendi kendime. 
-Güzel konuşmuyorum, sadece doğru olanı söylüyorum dedi. 

Panikledim çünkü yine içimi duymuştu. 
-Benden sana zarar gelmez dedi. Ama ben bu kişiden huzursuz olmuştum, korkutuyordu beni. Şizofren mi oldum acaba, hayal mi görüyorum, yoksa bir rüyada mıyım? diye bocalamaya başladım. 
-Bocalama dedi ve hüzünlü bir tebessümle gözlerime baktı; gitmemi mi istiyorsun? Dedi. 

Dürüst biriydi ve bende dürüst olmalıydım. 
-Evet, gitmeni istiyorum dedim. 
-Oysa sen hep beni çağırıyordun, yıllardır beni çağırdın, geldim ama gitmemi istiyorsun? dedi. 
-Hayır, dedim. Ben kimseyi çağırmadım hem seni neden çağırayım ki? Dedim. 

-Peki, dedi. Ama iyi düşün. Şimdilik hoşça kal dedi ve gitti.

***

BİRİNCİ BÖLÜM SONU 

Advert
Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Beş Saniye / Ayşe Gürkan

Beş Saniye / Ayşe Gürkan

18-04-2024 - ÖYKÜ

Bir Fotoğraf Anısı / Özlem Tarı

Bir Fotoğraf Anısı / Özlem Tarı

17-04-2024 - ÖYKÜ