Advert

Şüpheli Ölüm

Yazan: Fatma Karataş -ŞÜPHELİ ÖLÜM

ÖYKÜ - 27-01-2023 23:52 906 kez okundu.

Şüpheli Ölüm
Advert

ŞÜPHELİ ÖLÜM 

“Efendim cesedin yanında bir not buldular."
Dedektif Jack hiç vakit kaybetmeden bu gizemli ölümün nedenini merak ederek saatlerce işe yarar bir şey bulacağını umut ederek hemen polis şefinin elinde ki notu aldı.

Notta aynen şunlar yazıyordu; “Sevgili aileme aylarca bir uğraşın peşindeyim sürekli karşıma çıkan fakat bir türlü cesaret edemediğim shifting’i yapmaya karar verdim aylarca uğraşıyorum ne zaman bunu başarabileceğimi kestiremediğimden bu mektubu ilk denemelerime başlayınca yazdım. Şu an bu yazıyı okuyorsanız eğer bilin ki başardım. Shifting’in bir takım tehlikeleri var. Bunlardan biri de ruhun bedene geç dönmesi. Bu yüzden beden uzun bir süre ruhsuz kalırsa  beden ölümü gerçekleşir. Eğer ruhum uzun bir süre dönemezse lütfen hemen bedenimi gömmeyin. Morgda veya dondurucuda bekletin beni. Size söz veriyorum tekrar geri dönmek için elimden gelenini yapacağım. Ve lütfen çok üzülmeyin gittiğim yer çok güzel olacak sevgiyle kalın…
Anna Cupim."

Dedektif Jack mektubu bitirince odada ki herkese göz gezdirdi. Bu yazılanları yalnız kendisi saçma ve tuhaf bulmuş olamazdı. Hepsinde aynı  yüz ifadesi vardı.  

Dedektifin gözleri  Anna Cupim’in  ailesinde durdu. Ailesi bu saçmalığa inanmış gibi duruyordu. Hem zaten onlar için de gelişen ani bir ölüm olunca şuan kim bu konuda dünyanın en saçma tezlerini söylese dahi hemen ona inanırlardı. 

Dedektif Jack bu durumun bir yanıltmaca olduğundan şüphelendi. Bu bir intihar vakası olamazdı. Ailesinin dediklerine göre Anna Cupim’de herhangi bir ruhsal bozukluk da yoktu. Kızın nasıl öldüğüne gelirsek de herhangi bir iz de yoktu. Tek bir sonuca varabilirdi, o da ilaç içerek intihar etmesi. Bu tezi de şuan Dedektif'in elindeki mektup çürütüyordu. Dedektif neye elini atsa eli  boşlukta  kalıyordu. Ona göre hiçbir şey mantıklı  gelmiyordu. 

Dedektif Jack tekrar tekrar mektubu okurken Bayan Cupim  kızının yanına koştu. Anna Cupim’in bulunduğu ceset torbasını açıp kızını sırtlamaya çalıştı. Bunu gören Dedektif  onu durdurmaya çalıştı, “Ne yapıyorsunuz Bayan Cupim?” 

Bayan Cupim, Dedektifi duymuyor gibiydi. Feryat içinde kızı sırtlamaya  çalışıyor, arkadan da eşine ona yardım etmesi için bağırıyordu. Bu sefer duruma Şerif el attı. Yavaşça  Bayan  Cupim’e yaklaşarak yanına çömeldi. Omuzlarını okşayarak,
“Bayan Cupim kendinize gelin lütfen." dedi.

Bayan Cupim, Şerifin dokunuşuyla  ürperdi. Kendine yeni gelmiş gibiydi. Şerifin gözerinin içine  acıyla baktı,
“Duymadınız mı okunanları Bay Şerif. Kızımı soğutucuya koymam gerek.  Kendi evinde uyansın benim kızım. Morgda uyanırsa, oradaki diğer ölülerden korkar."

Şerif olumsuz bir şekilde başını iki yanına sallayarak açılan ceset torbasının ağzını kapattı. Dedektif Jack ise tüm bu olanları umursamadan  yalnızca Anna Cupim’e  kafa yoruyordu. Şerifin kapattığı ceset torbasını açarak tekrar ve tekrar incelemeye başladı. Cinayete kurban gittiğine dair hiçbir ipucu yoktu. Olur da bu bir cinayetse katilin ilk kurbanı değildi bu. Baya bir temiz çalışmış etrafta hiçbir ipucu bırakmamıştı. Bu da onun ilk kurbanının olmadığını gösteriyordu. Dedektif ayağa kalktı.

Anna Cupim’in odasını da aramalıydı. İşe yarar bir şeyler bulabilirdi böylelikle. Tabi ilk mektuptaki yazıları ve Anna Cupim’in odasında bulunan diğer defterleriyle yazıları karşılaştıracaktı. 

Dedektif, Anna Cupim’in odasına girince burnuna  eftelya kokusu doluştu. Mavi ve beyazın hakim olduğu oda tam da genç kızlara özgü güzellikte duruyordu. Dedektif doğruca kitaplığa yöneldi.

Kitaplıktaki defter ve kitapları incelerken gözüne çok süslü bir defter ilişti. Günlük olduğunu düşünerek hemen defteri alıp incelemeye başladı.

Yazılar çok düzgün yazılmış ve noktalama işaretleri titizlikle  kullanılmıştı. Bu da mükemmeliyetçi biri olduğuna işaretti. Dedektif bir yerlere  yaslanarak günlüğü okumaya başladı.

Shifting denilen saçmalıktan yalnızca bir kere bahsetmişti. Bu da bir yıl önceye dayanıyordu. İntihara dair hiçbir şey de yoktu. Bu günlüğe göre Anna Cupim hayat dolu, hayalleri olan biriydi. Mesela geçen günlerde yazdığı yazı kendisinin dünya turu yapma isteği üzerineydi. arkeolog olmak istiyor. Tarihi baya seviyor gibi. Dedektif günlüğü okumayı bitirince Anna Cupim’in kesinlikle intihar etmediğine emin oldu. Yazıların karşılaştırılmasına gelirsek de  Anna’ın günlüğünde ve diğer tüm defterlerinde düzen hakimken mektupta ki yazı hem dağınık hem de yazım hatalarıyla doluydu. 

Mektupta daha önce yazdığını söylemişti. Bu durumda rahat bir şekilde yazmış olmalıydı. Anna’nın bu kadar fazla hata yapacağını düşünmüyordu. Elini yazıya sürdüğünde mürekkep eline bulaştı. Bu da yazının yeni ve hızlı yazıldığına işaretti. 

İçeri Şerif girdi. “Dedektif Jack cesedi otopsiye gönderdik. Yarına kalmaz sonuçlar elimize ulaşır. Ayrıca salonu kolaçan ederken şu şişeyi buldum. Ailesi bunun ne olduğunu bilmiyor. İlaç kutusuna benziyor. Onu da şimdi incelemeye göndereceğiz. Hemen ne olduğu ortaya çıkar." deyince Dedektif Jack kafa sallamakla yetindi. Ardından fark ettiği ufak noktaları Şerif’e anlattı. Sonra aramaya yine devam ettiler. Dedektif yatağa baktığında yatakta normalden fazla saç olduğunu gördü. Anna Cupim’in bir hastalığı yoksa eğer bu saç örnekleri de işe yarayabilirdi. Hemen eline koruyucu eldiven takarak saç örneklerini kanıt torbasına koydu.

Ardından Bay ve Bayan Cupim’in yanına giderek kızlarının hastalığının olup olmadığını sordu. Onlardan olumsuz bir cevap alınca heyecanla elinde ki kanıtı da hemen DNA’sını almaları için  gönderdi.

Saat epeyce geç olmuştu.Dedektif ekip ile birlikte toparlanarak yarın gelme suretiyle evden çıktı. Kendi evi olay yerine çok uzak olduğu için yakın bir motele gitti. Kendisini bir türlü uyku tutmuyordu. Bu yüzden burada kaldığı her saniye ona zaman kaybı gibi gelince, motelden çıkıp karakola gitti. 

Cupimlerin evlerinin etraflarında ne kadar kamera varsa hepsini inceledi. Şüpheli bulduğu kişileri not alarak ekiplere verdi. Onlar da en iyi işçilikleriyle şüphelileri ve yerlerini saptamışlardı. Sabaha doğru bu işleri bitiren Dedektif bu sefer de dün Anna’ın tanıdığı tanımadığı herkesi sorgulamak üzere giden polislerin getirdikleri dosyalara baktı. Burada da şüpheli birkaç kişi çıkmıştı. Bunları da ekibe vererek kendisine kahve ve sigara molası vererek dışarı çıktı. Tüm gece çalıştığı için her yeri tutulmuştu. Bu vakanın sıradan bir ölüm olmadığını biliyordu. Bunu doğrulayacak kanıt ve katile de yaklaştığını hissediyordu. 

Dedektif sigarasını bitirince içeri girmeye hazırlanırken telefonu çaldı. 

“Alo”
“Alo merhaba Dedektif Jack. Ben  *** hastanesinden Doktor yardımcısı Dimitry. Ekibiniz dün bir cesetle geldiler. Sonuçlar çıkar çıkmaz bu numaradan aramamı istediler.”
“Ow merhaba Bay Dimitry. Hemen geliyorum.”
Deyip telefonu kapattı ve içerden cüzdanını, arabasının anahtarını alarak hızla hastaneye gitti.

Doğruca onu doktorun odasına yönlendirdiler. Dedektif olayın merakıyla kapıyı çalıp "Gir!" ikazını beklemeden içeri daldı. Doktorla kısa bir selamdan sonra hemen konuya girdiler. Doktor, cesedin midesinde kırmızı kadife görünümünü saptadığını buna bağlı olarak da 200-300 mg kadar arsenik alımı akut arsenik zehirlenmesi olduğunu, ölümün bundan dolayı gerçekleştiğini söyledi. Dedektif, ölümün saat kaç gibi gerçekleştiğini sordu. Doktor ise, tahminen dün saat öğlen bir gibi ölümün gerçekleştiğini söyledi. Dedektif teşekkür ederek hastaneden ayrıldı. Biliyordu bunun bir cinayet olduğunu.

Karakola gittiğinde tekrar kamera kayıtlarına baktı. Ölümün gerçekleştiği saatlere yakın evin etrafındakileri tekrar not alarak geriye kalanları listeden sildi. Kamera Kayıtlarında o saatlerde o civarda olan yalnızca üç kişi vardı.

Bunlardan birisi de Anna’nın sınıf arkadaşı Roze Katarin idi. Soruşturmalarda şüpheli kategorisinde de vardı. Anna ve Rose’yi tanıyan herkes ikisinin arasında ki gerilimden ve Rose’nin sürekli Anna’yı öldürmekle tehdit ettiğini söylemişlerdi. Bu durumda onlara göre tüm oklar şu an Rose’yi işaret ediyordu. Tabi dedektif ve diğer polisler ellerinde yeterince kanıt olmadan kimseyi sen suçlusun diye tutuklayamazlardı. Onlar için Anna’nın etrafında olan herkes birer suçlu. Gün ağardığında ekip şüpheli olan herkesi bir odada toplamıştı. Şerif ve Dedektif Jack her birini teker teker alarak sorguladılar. Sıra, Anna’nın okul arkadaşı Rose’de idi. Tedirginlikle karşı sandalyeye oturdu. Rose, Şerif ile Dedektif’in gözlerine bakmamak için başını adeta masaya gömmüştü. 

Dedektif hafif öksürerek sorguyu başlattı.
“Evet Bayan Rose. Anna ile okul arkadaşıymışsınız ya da düşman mı demeliyim?” 

Rose başını hafifçe kaldırarak kısık bir sesle, “Biz düşman değiliz." dedi. Bunun üzerine Dedektif,
“Çevrenizdekiler böyle söylemediler. Hatta sizin Anna Cupim’i birkaç kez ölümle tehdit ettiğinizi söylediler. Neden onu ölümle tehdit ettiniz?”
Rose ağlamaya başladı, “Anna bana çok kötü davranıyordu. Her konuda benden iyiydi. Yakınımda bulunan kim varsa hepsiyle yakınlaşıp beni hep dışladı. Hatta erkek arkadaşımı, kardeşimi, ailemi bile benden çaldı. Ama yemin ederim tüm bunlara rağmen onu öldürmek istemedim. Onu ölümle hiçbir zaman da tehdit etmedim. Hepsi yalan söylüyor. Benden nefret ettikleri için ağız birliği yapmış olmalılar. Lütfen siz bana inanın."

Dedektif Jack’e bu söylenenler pek samimi gelmemişti. Gülerek, “Bunu yalnızca arkadaşlarınız değil hocalarınız da söylemiş. Ayrıca diyelim ki tüm bunlar yalan, hepsi sana komplo kuruyor. Peki Anna Cupim ölmeden önce onun evinin etrafında ne yapıyordunuz? Eviniz kilometrelerce uzakta buradaki bilgilere göre." Dedektif tek kaşını havaya kaldırarak Bayan Rose’den cevap bekledi. Bayan Rose ise ne diyeceğini bilmediği veyahut kestiremediği için sessiz kalmayı tercih etti. 

Bayan Rose tam konuşacağı sırada içeri başka bir polis girdi. Dedektif ve Şerif’i dışarı çağırdı. İkisi dışarı çıktı. Polis elinde ki DNA testini Dedektif ve Şerife göstererek, sonuç pozitif çıktı. Bayan Rose’den alınan saç %99.99 diğer saçla uyuştu.

Dedektif teşekkür ederek içeri girdi. 'Bakalım Bayan Rose buna hangi kılıfı uyduracak.' diye, düşündü. Az evvel sorduğu soruların cevabını istedi. Tabi Bayan Rose’ye yeterince düşünme zamanı kalmıştı. Bu sefer hiç bekletmeden cevabını verdi.

“Bir arkadaşımı ziyaret ettim. Ayrıca Anna’nın evini dahi bilmiyorum." dedi.

Bayan Rose’nin bu sözlerinden sonra Dedektif daha fazla soru sormanın bir manası olmadığını düşünerek elinde ki dava dosyasına bir şeyler yazıp ayağa kalktı. Ardından sorgu odasında bulunan telefondan, “Sorgu bitti gelin alın." diyerek telefonu kapatıp dışarı çıktı.

Advert
Neler Söylendi?

Ezgi

Muhteşem ötesi bir polisiye ve cinayet konulu bu yazı hoşuma gitti.

Yazaraşkımı tebrik ediyorum 1 yıl önce
DİĞER HABERLER
Cillop Gibi Yapacaktı -6 / Hamdi Tabanlı

Cillop Gibi Yapacaktı -6 / Hamdi Tabanlı

19-04-2024 - ÖYKÜ

Beş Saniye / Ayşe Gürkan

Beş Saniye / Ayşe Gürkan

18-04-2024 - ÖYKÜ