NE ZAMAN KENDİMİZİ BULURUZ?
Sosyal medya, dijital ortam gerçekleri görmeyi perdelediği gibi, real hayatları ve maneviyatı en alt seviyeye düşürmesiyle bireylerin kendini olduğundan farklı görüp, farklı göstermesi toplumsal çatışma ve kendini kaybetmeye neden oldu. İnsanlar olaylara maddesel bakmaya başladı. Maneviyatı neredeyse hatırlayan yok. Gerçekleri kendimiz bile unutur olduk. Her şey anlık, karşı tarafı yanıltmak için her yol mübah. Durum böyle olunca söylenen bir çok oyun, yalan, özenti davranışlar girdabında bireyler kendilerini ne yazık ki kaybetmeye devam ediyor.
Yeni evrende olağanüstü değişim ve dönüşümler olsa da eleştirilerimiz oluyor. Yeni dünya düzeni ile eski dünya düzeni arasında kıvranıyoruz. Duygularımız sömürülüyor! Ne inandığımız gibi yaşayabiliyoruz, ne yaşadığımız inandığımız olguyla örtüşüyor. Böyle bir kıskaçta yaşarken kendimizi kaybetmemek içten değil.
Öte yanda hayatın gerçekleri var. Sevdiğimiz öldüğünde, bağlandığımız kişiden ayrıldığımızda, umudumuzu kaybettiğimizde, sosyokültürel ve ekonomik şartlarımız tehlike arz ettiğinde ve sağlığımızı kaybettiğimizde, yine kendimizi kaybederiz.
Her ne kadar yenilense de dünya, ilerlese de zaman, tarih tekerrürden ibaret. İnsan ve tarih kendini bu döngüde tekrar eder. Sen köklerine iyi bak. Sevgi, şefkat, vicdan, merhamet, inanç kavramlarını kuvvetlendir.
- Ne istediğini bil!
- Kendine güven!
- Doğru dua et!
- Güzeli çağır !
- Kötülükten arın!
- Olumsuz düşünceleri sevgiyle uğurla!
- Mucize olumlamaları bilinç altına işle.
Ne zaman kendi içinde yolculuğu tercih edip içsel yolculuğa çıkarsan, gerçeklere çarparsın. Canın yanarak kendini bulursun. Bulmuş olduğun bu gerçek sana öz benliğini ve iç huzuru hatırlatır kendini bulmaya yardımcı olur.
