NE KİTAPSIZ NE KEDİSİZ
Küçük kedi, bir türlü elinden kitabı bırakıp kendisiyle oynamayan küçük sahibi ve oyun arkadaşı Ayşegül'e söylenircesine mırıldıyordu.
Küçük kız, köpüğün yanına gitti ve anlatmaya başladı.
“Köpük, biliyor musun ben daha çok küçükmüşüm ilk kitabı elime aldığımda. Kütüphanedeki kitapları elime alır, evirir çevirir, koklar ve kenarlarını kemirirmişim. Annem, kitabı elimden alınca da kıyametler koparırmışım..
Annem, babam, bana bir sürü oyuncak alsa da ben gider, kütüphaneden boyumun yetiştiği kitapları alıp yere koyar ve sayfalarını karıştırır, biraz da yapraklarını koparır çiğnermişim. Kokusu güzel olunca tadı da güzel sanıyordum herhalde.
Annem, babam, bakmış bu böyle olmayacak; kütüphanenin en alt rafındaki kendilerine ait kitapları kaldırmış, bebek kitapları almışlar. Yani, içi renkli resimlerle dolu , çocuklar için olanından işte. Biraz da, kalın yapraklı. Onları da kemirmeyeyim diye herhalde.
Açarmışım onları, bebek dilinde okurcasına resimlere bakarak güler; “agucuk” veya “bıdı bıdı” gibi bir şeyler der, kendimce okumaya çalışırmışım.
Benim, kitaplarla ilk tanışmam böyle olmuş.
Sahi, bir de anne karnında her gece annem ben doğmadan kütüphaneden bir masal kitabı alıp klasik müzik eşliğinde bana okurmuş, bunu da söylemem gerek.
O gün bugündür de, gördüğün gibiyim işte.. Kitaplarım, ben ve şimdi de sen...
O yüzden; “mır mır” edip de, kitapları benden kıskanma; bu hiç hoş değil.
Köpük, biliyorum bebek kedi olunca devamlı oyun oynamak istiyorsun.Sen de hayatı böyle öğrenecek, kesfedeceksin..Benim gibi.
Bende seviyorum seninle oynamayı ama bazen de bana böyle kitap okumama izin vermelisin.Ben seni de kitaplarımı da çok seviyorum..
Bak sen de ben gibi seveceksin önyargılı olma kitaplara karşı lütfen..!
Babam; ‘Kızım dünyayı yöneten; kalem, mürekkep ve kâğıttır" der. Bunu da, bir bilgeden duymuş. Babam yalan söylemez; o diyorsa doğrudur.
‘Kızım o yüzden sen de, ya yaz bir şeyler ya da bol bol okumaya devam et; kitap senin en iyi dostun olsun, hep ruhunu onunla besle, onunla karanlıkta kalsan bile muhakkak yolun aydınlanır’ demişti babam, bir gün.
Kitap hayatı okumakmış.. Ne kadar okursan, o kadar hayatı daha iyi anlarmışsın, farklı bakarmışsın hayata ve insanlara..
Bugün, bir kitaptan; kitap ile ilgili yeni ve çok ilginç birçok şeyler öğrendim. Sana da anlatayım, sen de dinle istersen..
İçinde hiç “E” harfi olmayan bir kitap olduğunu biliyor muydun? Amerikalı bir yazar olan Ernest Vincent Wright, 1939 yılında içinde hiç E harfi olmayan “Gadsby” adlı bir kitap yazmış.
Dünyada en çok dile çevrilen kitap; Küçük Prens’miş. Tam tamına 300 dile çevrilmiş.
Dünyanın en küçük kitabı, Japonya’da bir yayınevi tarafından basılan 0,75 mm büyüklüğündeki bir kitapmış.
En küçüğü öğrendik sıra en kalında. En kalın kitap da 32,2 cm kalınlığındaymış.
Şimdiye kadar yazılmış en uzun roman 13.095 sayfadan oluşuyormuş. 1649 ve 1653 yılları arasında yayınlanan; “Artamène ou le Grand Cyrus” isimli bu kitap, 10 ciltten oluşuyormuş ve toplamda iki milyona yakın kelime içeriyormuş.
Ne ilginç değil mi?
Bizim bir solukta okuduğumuz ve hatta daha uzun olsaydı dediğimiz kitapların kimisi birkaç günlük, kimisi ise yıllar süren bir yazım serüvenine sahip Köpük. Dünyanın en uzun sürede yazılan kitaplarından, J. R. R. Tolkien tarafından yazılan “Yüzüklerin Efendisi” tam on altı yılda yazılmış.
Yazma aşaması en uzun süren kitabı söyledikten sonra en kısasını da söylemesem olmaz değil mi?
En çok sevilen ve okunan çocuk kitapları arasında yer alan “Çizgili Pijamalı Çocuk”, sadece 2,5 günde yazılmış. John Boyne tarafından kaleme alınan bu kitap, 2,5 günde tamamlanarak, dünyanın en kısa sürede yazılan romanı sıralamasında en başta geliyor ve Köpük bunlar sadece kitaplar hakkında öğrendiğim yeni birkaç şey.
Sonra; içtiğimiz sular üç milyar yaşındaymış
Bal, bozulmayan tek gıdaymış
Kağıt para sanıldığı gibi kağıttan değil pamuktan yapılırmış
Sivrisineklerin kırk yedi tane dişi varmış
İnsan yılda en az bin dört yüz altmış tane rüya görürmüş
“Coca Cola” piyasaya ilk piyasaya çıktığında yeşil renkteymiş..
Kediler de, insanlar gibi rüya görürmüş
Ömürlerinin yüzde altmışı uyku ile geçermis ve kediler sağlığa yararlıymış.
Sen de şasirdın değil mi?
Bak her şeyden hatta kedilerden de bahsediyor kitapta…
Gel bak ne buldum, bunu sende çok seveceksin..
Gel kucağıma, hem ben bir elimle de senin başını okşarım.
Hoşuna gitti değil mi? Bu; "Çizmeli Kedi" masalı, ondan mırıldanıyorsun.
Ne kedisiz, ne de kitapsız olmaz bu hayat, unutma bunu tatlı şey..
Sen de sevdin artık kitapları değil mi Köpük?"
