MÜLK DEĞİL Mİ?
Zamansız bir zamana niyetliyiz.
Zamansız bir zaman da mülk değil mi?
Zeminsiz bir zemine yerleşiğiz.
Zeminsiz bir zemin de mülk değil mi?
İrşâdın dikenli yolunu seçtik.
Mürşit kapısından salonu geçtik.
Bahçesinde zemzem suyunu içtik.
Yol, kapı, bahçe, su da mülk değil mi?
Her ten içre can, can içre bir ten var.
Hepimizde "benlik" diye bir ben var.
"Can" dediğin kafeste bak, bir ben var.
Bende kalan kafes de mülk değil mi?
Sebepsiz sebeple açılır ara.
İçten içe, usulca kanar yara.
Vicdan konuşur, gönül duyar; ara!
Kırdığın dal da mülk değil mi?
Gazel devri değil ki devir ağıt!
Hicran sermâyen bir kalem, bir kâğıt.
"Kale"mden gelen incileri dağıt.
Nevşehrî, inciler de mülk değil mi?
