Advert

Makber / Ümit Kayaçelebi

Yazan: Ümit Kayaçelebi -MAKBER

İNCELEME - ARAŞTIRMA - 13-10-2023 20:20 1038 kez okundu.

Makber / Ümit Kayaçelebi
Advert

MAKBER

Eşini kaybettikten sonra yaşadığı acıyı kelimelere döken Abdülhak Hâmit Tarhan'ın eşsiz eseri Makber'in çarpıcı hikâyesi
Türk tarihinin binlerce yıllık geçmişinde pek çok farklı yazar ve şair tarafından unutulmaz eserler söylenmiş ve yazılmıştır.

Zaman içinde Doğu ve Batı kültüründen de etkilenen bazı eserler, Türk edebiyatında adını altın harflerle yazdırmayı başarmıştır. Bunlardan biri de "Makber" şiiridir. Pek çok otoriteye göre Makber şiiri, “Acıyı ve ölümü en iyi anlatan eserlerden biridir.”
Şiir, herkes tarafından bilinmesine rağmen pek çok kişi Makber’in kimin eseri olduğunu bilmez.

Edebiyatımızda Şair-i Azam sıfatıyla anılan Abdülhak Hâmit Tarhan tarafından kaleme alınmış olan şiirin, kendi büyüleyici anlatımının dışında hikâyesi de edebiyat tarihimizin en ilgi çeken öykülerinden biridir. Gelin, Makber şiirini ve bu şiiri kaleme alan usta şairi biraz daha yakından tanıyalım.

Makber şiirini kaleme alan diplomat, şair ve oyun yazarı Abdülhak Hâmit Tarhan, 2 Ocak 1852 ile 12 Nisan 1937 tarihlerinde arasında yaşamış ve Türk edebiyatına sayısız eserler kazandırmıştır. Köklü bir aileden gelen Tarhan, diplomat olması nedeniyle hayatı boyunca dünyanın pek çok farklı ülkesindeki konsolosluklarda görev almıştır.

Üç dönem, İstanbul milletvekilliği de yapan Abdülhak Hâmit Tarhan, görevli olduğu yıllar boyunca hem Doğu, hem de Batı edebiyatını yakından tanıma fırsatı bulmuştur. Sayısız şiir ve tiyatro oyunu kaleme almasına rağmen Avrupa edebiyat akımının Türk Şiiri'ni başlattığı "Makber" şiiri en bilinen eseridir.

Makber ne anlatıyor? Abdülhak Hâmit Tarhan, Makber’i neden yazdı? 

Makber şiiri; Abdülhak Hâmit Tarhan, ilk eşi Fatıma Hanım’ı kaybettikten sonra kaleme alınmıştır. Abdülhak Hâmit Tarhan ve eşi Fatıma Hanım’ın tanışma ve birlikte olma hikâyeleri oldukça romantiktir.

Kolay kolay kimseyi beğenmeyen Abdülhak Hâmit Tarhan, Fatıma Hanım’ı görür görmez âşık olur. Kısa süre içinde evlenirler. Hatıralarında sık sık Fatıma Hanım’ı, gözünden bile sakındığını söyleyen Tarhan, hayallerindeki mutluluğu yaşamaktadır. Farklı ülkelerdeki görevleri nedeniyle pek çok kez ayrı düşseler de aklı hep eşindedir.

1883 yılında Fatıma Hanım’ın verem olduğunu öğrendikten sonra hep birlikte Tarhan’ın görev aldığı Bombay’a giderler. Bu şehrin havasının, Fatıma Hanım’a iyi geleceği düşünülür. Abdülhâk Hamit Tarhan, Bombay’da pek çok eser kaleme alır, ancak eşinin durumu beklendiğinden daha hızlı bir şekilde kötüleşir.

1885 yılında aile, İstanbul’a dönmeye karar verir. Beyrut Valisi Nasuhi Bey’in konağında yolculuğa mola verdikleri sırada Fatıma Hanım hayatını kaybeder. Abdülhak Hâmit Tarhan 40 gün boyunca Beyrut’ta kalır, her gün yas içinde eşinin mezarına gider. Makber şiiri de bu süreçte yazılmıştır.

Abdülhak Hâmit Tarhan, gerçekten eşinin cenazesinde tanıştığı kadınla mı evlendi?
Gelelim biraz da olayın dedikodu yönüne. Abdülhak Hamit Tarhan, her zaman çapkın biri olarak anılmıştır. Fatıma Hanım’ı ne kadar sevse de görevli olduğu ülkelerde bazı cevizler kırdığından bahsedilir. Hatta eşine yazdığı Makber şiirini samimi bulmayanlar vardır. Çünkü iddiaya göre şair, eşinin cenazesinde tanıştığı bir kadınla evlenmiştir. Peki, bu hikâye doğru mu?

Fatıma Hanım’ın ölümünden hemen sonra Abdülhak Hâmit Tarhan’ın adının anıldığı iki İngiliz hanım vardır; Nelly Clower ve Lady Florence Gors. İddiaya göre bu iki hanımdan biriyle eşinin cenazesinde tanışmış ve ona âşık olmuştur. Diğer bir iddiaya göre ise bu iki hanımla, görev yapmak için gittiği Londra’da tanışmıştır. Resmi kayıtlara baktığımız zaman 1890 yılında Nelly Clower ile evlendiğini görüyoruz..

Açıkçası Makber şiirini yazan bir insanın, daha eşinin kırkı çıkmadan başka birine âşık olması pek mümkün görünmüyor. Ancak bütün yaşadığımız acılara rağmen hayat devam ediyor. Abdülhak Hâmit Tarhan iki kez daha evlenmiştir. Fakat onlara da âşık olup olmadığını anlamak için kalbini açıp bakamayız. Makber şiirini okuyun ve kendi kararınızı verin:

MAKBER

Eyvah!. Ne yer, ne yar kaldı,
Gönlüm dolu âh-u zâr kaldı.
Şimdi buradaydı gitti elden,
Gitti ebede gelip ezelden.
Ben gittim, o hâksar kaldı,
Bir gûşede târmâr kaldı;
Bâki o enis-i dilden, eyvâh!.
Beyrut'ta bir mezar kaldı.
Nerde arayım o dilrübâyı?..
Kimden sorayım o bi-nevâyı?..
Bildir bana nerde, nerde Yarab?...
Kim attı beni bu derde Yarab?..
Derler ki: "Unut o âşinâyı,
Gitti tutarak rehli bekayı... "
Sığsın mı hayale bu hakikat? ..
Görsün mü gözüm bu mâcerâyı? ..
Süratle nasıl değişti hâlim?.
Almaz bunu, havsalam, hayalim.
Bir şey görürüm, mezâra benzer,
Baktıkça alır, o yâra benzer.
Şeklerle güzâr eder leyâlim,
Artar yine mâtemim, melâlim,
Bir sadme-i inkılâbdır bu,
Bilmem ki, yakın mıdır zevâlim?
Çık Fâtıma lahddan kıyâm et,
Yâdımdaki hâline devam et,
Ketmetme bu râzı, söyle bir söz,
Ben isterim âh, öyle bir söz...
Güller gibi meyl-i ibtisâm et,
Dağ-ı dile çare bul, merâm et:
Bir tatlı bakışla, bir gülüşle,
Eyyâm-ı hayatımı tamam et.
Makber mi, nedir şu gördüğüm yer?.
Ya böyle revâ mı câ-yı dilber?..
Bir tecrübedir bu, hiledir bu..
Yok, mahvıma bir vesiledir bu..
Bak bak, ne değişmiş ol semenber!..
Gül çehresi, bak, ne yolda mugber...
Nefrin, bu siyah bahta nefrin,
Feryâd bu hale tâ-be-mahşer..
Yarab, bana bir melek ıyân et,
Bir de beni öyle imtihan et:
Doğsun göreyim o mâh yerden,
Nûrun çıka ey İlâh yerden.
Maksûd-ı hayatı dermiyân et,
Ferdâ-yı beşer nedir, beyân et!.
Ya fikrimi rûhuna kıl isâl
Ya rûhumu hâkine revân et.
Derdoldu mukim, çâre gitti,
Guyâ vatanım kenâre gitti;
Ben gurbet-i dâimide kaldım,
Bir türbe-i bi-ümide kaldım.
Ufkumdan o mâhpâre gitti,
Bir matla'-ı şeb-nisâre gitti...
Gördüm yüzünü misâl-i zulmet,
Matla' ona bir sitâre gitti...
Gördüm yüzünü türâb içinde,
Geldim, aradım kitab içinde.
Bir hâb gelir o, dideden dûr,
Gitti diyemem mezara ol nûr.
Bu sıfr nedir hisâb içinde?.
Erkam ona inkılâb içinde.
Bir hiçi-i zi-vücûd, yahut,
Bir kabrdir ıztırâb içinde

                ***

Kaynak: vebtekno.com
12 Mayıs 2022 Perşembe, 12:18
Umut Yakar

Editör: Hamit Gözümoğlu 

Advert
Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Türkmen Kitap-şinâs Almaz Yazberdiyev / Meyrem Berdiyeva

Türkmen Kitap-şinâs Almaz Yazberdiyev / Meyrem Berdiyeva

27-04-2024 - İNCELEME - ARAŞTIRMA

Pir Sultan Abdal'ın Şiirlerinde Telmih Sanatı / Recai Kapusuzoğlu

Pir Sultan Abdal'ın Şiirlerinde Telmih Sanatı / Recai Kapusuzoğlu

11-02-2024 - İNCELEME - ARAŞTIRMA