İYİ KALPLERİN ÖDÜLÜ
İnsan bu hayatta defalarca yenilgiye uğruyor ve bu yenilgiler sonucunda her "bittim" dediğinde yeniden kazandıkları ise onu "O" yapıyor işte. Bu, bir çok kere ona "bir avuç gözyaşı" olarak miras kalsa da...
İnsanız elbette bazen kırılacak,
bazen bilmeden de olsa incitecek,
bazen de incitileceğiz.
Ve biz bunları yaşarken gerçek olan tek şey var; o da her seferinde yüreğimizden aldığımiz güçle, sabıra ve duaya sımsıkı sarılıp mücadeleye devam etmek. Çünkü hayat dediğimiz şey sadece gülüp eğlenmek için geldiğimiz bir mekan değil ki; aynı zamanda bir sınav yeri ve bu hayatta herkes sınavlarını yine tek başına verirken, hazırlanmalı misafir olduğu bu yerden asıl vatanına göç edeceği gün için. Ve "O gün" için
heybesi hep dolu olmalı,
iyilikten, güzellikten yana...
Bu hayatta kimimiz iradesini her daim iyilikten, doğruluktan yana kullanırken kimimiz ise; iradesini maalesef kötülükten, yanlıştan yana kullanabiliyor. Sonrasında ise malum; seçtiği yola göre kader hükmünü uyguluyor...
Peki insanı bu hayatta ne güçlü kılar?
Güçlü olmamız için illa zengin mi olmamız gerek?
Bence değil.
Bence; güçlü olmak sadece zenginlere mahsus bir kavram değil.
Bazen insan yüreğinde kocaman bir inançla "sevgi ormanını" büyüterek de güçlü olabilir.
İnsan yüreğinden aldığı bu mucizevi güç ile nice kalabalıklara bile kafa tutarken kendi hayat hikayesini yine kendi yazabilir..
Hakk'ın yolunda tek baki olan dostla hasbihal edip el aman dilenirken, içindeki o ilahi aşk, o muhabbet ona en büyük gücü kazandırırken yalnızlığını da, yalnızlıkta bulduğu ûlveti de sever. Çünkü ona 'o' yalnızlık sevdirilir.
Ve o baki olana sığınıp kapısını çalıp "Bittim" dediğinde ise, "Yettim ya kulum" deyip muhabbet hal diliyle dualarını en güzeli en hayırlısı ile kabul ederken, insan bilir ki sabır acı da olsa her zaman onun en büyük ilacıdır.
O tarifsiz muhabbet ile birlikte ikram edilen şey ise ilahi bir huzurdur .
İşte bu hayatta "iyi kalplerin ödülü" de budur.
"Huzura varasınız",
"Huzura kabul edilesiniz",
"Huzur bulasınız", inşallah.