Advert

Ebemkuşağının Çiçeği / Hülya Yıldırım

Yazan: Hülya Yıldırım Şeker -EBEMKUŞAĞININ ÇİÇEĞİ

ANI - 05-01-2024 00:29 690 kez okundu.

Ebemkuşağının Çiçeği / Hülya Yıldırım
Advert

EBEMKUŞAĞININ ÇİÇEĞİ

Bir varmış çok yokmuş
Çok varken biri yokmuş
Yüce yaradanın merhameti
Sonsuz çokmuş
Dereler terse akar
Ay yaklaşır kaçarmış
Allah'ın sevdiği ulu ermiş
Sabah yerde yürürken
Akşam göğe çıkarmış
Ağacın kökü gökte
Bülbülün derdi harda
Onca masal bilirdim
Ben söyledim sen dinledin
Bir köprüden geçtim ip gibi
Bir ucu bu dünyada
Öbür ucu öteki dünyada
Derdin varsa çaresi Hak'ta
Amelimdir sırtımdaki yüküm
Sorma yarına kalır mıyım ölür müyüm
Az git uz git
Dere tepe ama düz git
Eğri otur doğru konuş
Eziyet etmeki kimseye
Hesabın kalmasın mahşere

HÜLYA ŞEKER

Yıl 1975. Babamın tayini Ankara'daki askeri  birliğe çıkmış eşyalarımızı yerleştirip yaz tatili için Malatya'ya babaannemlere gelmiştik. Çocukluğumun en güzel yılları idi. Küçücük bir kuşun babaannemin toprak damlı evinin penceresinin pervazına konduğu güneşli bir gündü ve o kuşu yakalamak için hızlı bir hamle ile pencereye koşturduğumu hatırlıyorum. Bir uzun atlama yaparak pencereye fırlamıştım. Küt, diye camın önüne düştüğümde tık, diye bir ses geldi. Annemin yeni aldığı çantanın üzerine basmış sapını kırmıştım. Annemin yüksek sesle bağırdığını hatırlıyorum. Hiç susmadan korkudan ağlıyordum. Babaannem  beni annemin hışmından kurtarmak için;

"Gel seninle kayısı bahçesine gidelim. Ebemkuşağının çiçeği açmış. Görmeye gidelim." dedi. Şaşırdım ve 'ebemkuşağıda nedir?' diye düşünmeye başladığımı hatırlıyorum:

- Babaanne ebemkuşağı ne?
- Gökkuşağı, kuzum
- Babaanne gökkuşağının çiçeği olur mu? Hem bu çiçek bahçede neden bizi bekliyor?
- Kuzum, “şans kapısı” diye bir kapı varmış. Gökkuşağı çiçeğinin olduğu yerde bir kapı açılacak. Biz o kapıdan geçip cennet bahçesine gireceğiz. Peri kızını göreceğiz. Sonra bütün dileklerimiz gerçek olacak. Dünyada hiçbir çocuğun görmediği güzel oyuncaklar senin olacak.
- Öyle şey olur mu babaanne ya! O kadar güzel oyuncak var mı? Babaanne sen o kapıyı gördün mü?
- Gördüm, gördüm kuzum. Sen, o kapıdan girene kadar dileklerini tut
- Dilek kapısının altından geçip nereye gideceğiz?
- Cennet bahçesine gireceğiz, dileklerimiz gerçek olacak, dedim ya!
- Babaanne, ben annemden çok uzağa gitmek istemiyorum.
- O zaman, bir koşu gider cennet bahçesini ve peri kızını görür oyuncakları alır geliriz. Olur mu kuzum?

Ne çok heyecanlanmıştım; “Babaannem diyorsa, doğrudur” deyip elimi babaanneme uzattım;
"Haydi, gidelim" dedim. Çoktan, pencerede kaçırdığım kuşu unutmuştum. Bahçe, eve yakındı ve on dakikada vardık. Aralarına şeftali ve dut ağaçları serpiştirilmiş kayısı ağaçlarının arasından geçerek bir bahçe kapısına geldik.

Babaannem bahçenin ahşap kilidine dokunarak; "Bak bu kilidin adı kapsalak, şimdi onu açıp içeri gireceğiz." dedi.

Bahçe kapısından önce ben heyecanla girdim:

- Ne tarafa babaanne? 
- Sola dön kuzum. Horum dutunun olduğu yere.
- Haydi, babaanne çabuk ol!"
- Dur acele etme!"
- Babaanne nerede hani?"

Babaannem heyecanla bir o tarafa döndü bir bu tarafa döndü:

- Hay kör olasıca şeytan. Buna da mı göz koydun! Bak ciçeği almış götürmüş.
- Kim götürmüş babanne?"
- Kim olacak kör şeytan!
- Götürmüş mü?
- Evet. Ebemkuşağının çiçeği tam buradaydı.
- Nereden biliyorsun şeytanın götürdüğünü?
- Bak, şuradaki simsiyah otu ve siyah çalıyı görüyor musun?
- Evet
- Şeytan, bir yere gelir bir şey götürürse kuyruğu düşer.

Gözüm fal taşı gibi açılmıştı:

- Sen hiç o çiçeği gördün mü babaanne?
- Gördüm tabi. Daha dün buradaydı.
- O zaman, sen dün bu kapıdan geçip cennete de gittin. Hiç bir çocuğun görmediği güzel oyuncakları da gördün.

Babaannem cevap vermedi ama sessizce;  "Ölünce cennete giderim inşallah..." deyiverdi. 

- Babaanne, bana dün niye söylemedin ben de seninle gelir, cennete giderdim.

- Allah etmeye kuzum. Zamanı gelince yani yaşlanınca gidersin.
- Ne diyorsun babaanne yaa... Yaşlanınca oyuncağı ne yapayım. Ben şimdi gitmek istiyorum.
- Kör olasıca kuyruklu şeytan, ah bir yakalasam!

Biz, babaannemle çok kez ebemkuşağının çiçeğini aramaya gittik. Ama her seferinde kör şeytan bizden önce gelip o çiçeği koparmıştı. Yani, ne o çiçeği  ne de kapıdan geçip o güzel peri kızını görüp güzel oyuncakları alamadım.

Bir sonraki yaz, biraz daha bilinçlendiğimden, tüm bu hikayenin babaannemin beni oyalamak için uydurduğu tatlı bir yalan olduğunu anladım.

Üniversiteyi kazandığım yıl, tatile babaanneme gidemedim ve birkaç ay sonra ölüm haberini aldım. İlk aklıma gelen babaannem bensiz gidip ebemkuşağının  çiçeğini buldu ve cennet kapısından geçerek peri kızını gördü. Şimdi cennette, bensiz dünyanın en güzel oyuncakları ile oynuyor...

Advert
Neler Söylendi?

Özkan Okay Ürkmez

Herkesin anımsadığı bir ebem kuşağı anısı vardır mutlaka ancak çok samimi ve içten bir kaleme alınmış çok lezzetliydi teşekkürler 2 ay önce
DİĞER HABERLER
Unutulmaz Anılar / Nevin Bahtışen

Unutulmaz Anılar / Nevin Bahtışen

06-05-2024 - ANI

Sarılarda Çocukluk Yıllarım / Mehmet Küçük

Sarılarda Çocukluk Yıllarım / Mehmet Küçük

06-05-2024 - ANI