BİR GÖNÜL YOLCULUĞU
“Yetmişli yılların ortalarında Karşıyaka’da sahil boyunca palmiyelerin arasında çeşitli kafeler vardı. Özellikle vapur iskelesi bitişiğinde, Karşıyaka ile özleşmiş Tilla etkileyici bir sosyal mekandı. O dönemin sosyal yaşam kültürü bu kafede yaşanırdı. Yoğun bir mesainin ardından resmi kıyafetlerimi çıkartıp güzel bir duşun altında kendime gelirken zamanın ruhunu yakalayabilmek için soluğu bu güzel mekânda alırdım.
Fırsat buldukça burada oturmayı, karşı sahile doğru bakmanın doyumsuz güzelliğini yaşardım. İnsana ve hayata dair gözlemlerimiz için daha başka bir yer düşünemezdim. Gören, gözleyen, taşıyan sorgulayan, irdeleyen gözler için muhteşem bir mekân. Yolcu taşıyan vapurlar, çılgın yaramaz martılar, telaşsız güler yüzlü insanlar, hoş sohbetler, günbatımı içtiğimiz kahveler, biralar. Toplumsal yaşamın farklı yüzleri… Gönül hanemize giren yeni hayatlar…
Şimdilerde yüzler asık, yüzlerde ve gözlerdeki tebessümler kaybolmuş…Mutsuz insanlar. Yaşam ve ruh yorgunluğu güzel insanlarımızın yürüyüşünü bile değiştirmiş. İnsanlığın yaşamlarını olağan akışında sürdüremediğini ekonomik zorlukların bir sis perdesi gibi insanların yaşam alanını kısıtladığı bir gerçek.
Ekonomik iklim krizinin kucağında, bir yaşam kaygısı içerisinde olduklarını, hoş gönül olamadıklarını yüzlerinden anlamak mümkün. Halbuki her şeye rağmen hayat çok güzel ve senin. Beklenilen baharın uzak bir rüya gibi önünde dursa bile, sen yine de ziyan etme hayatı, koca bir nefesle doldur yüreğini ve bir deniz kenarında oturacak kadar bir yer bul kendine…
