OKUMAK NEDİR?
Okumak, sadece yazılı sözcükleri seslendirmek midir?
Okumak, zaten daha önceden yazılmış olanları tekrar etmek midir?
Okumak, yazılmış sözcükleri; bildiğimiz, konuştuğumuz dile dönüştürmek midir?
Okurken sadece çeviri mi yapmış oluyoruz?
Yazılar sadece çizgiler ve şekiller midir?
Dostlar, yazılı sözcükler; anlamların nesnel anlatımıdır.
Sözcükler, anlamları yüklenen simgelerdir.
Eğer biz, sadece simgeleri görüyor ve seslendiriyor isek, okuyor olamayız.
Bu, sadece çizgileri ve şekilleri; bildiğimiz, konuştuğumuz dile çeviriyoruz demektir.
Fakat gerçekten okumak, sözcüklerin yüklendiği anlamları anlamaktır.
Okumak; o anlamları ruhumuzda hissetmektir.
Yazılar ve sözcükler, tek başlarına bir anlam ifade etmezler. Anlamlı olan şeyler, onlara yüklenen duygular ve düşüncelerdir.
Eğer yazılı sözcükler bizi düşündürüyorsa, biz okuyoruz demektir.
Bazen, tek bir satır üzerinde, saatlerce düşünmek zorunda kalıyorsak; okuduğumuzu anlamaya çalışıyoruz demektir.
Ama eğer okuduklarımız bizim başımızın üstünden, kayıp gidiyorsa, biz okumuyoruz; okuyormuş gibi yapıyoruz demektir.
Lâkin okumak, anlamaya çalışmaktır. Anlamak için bir çaba göstermiyorsak, havayı dövüyoruz demektir.
Yazılar ve sözcükler; anlamların ifadesidir, nesnel anlatımıdır dedik.
Yazılı sözcüklerin sadece nesnesini yani çizgi ve şekillerini görüyor; anlamları atlıyorsak, boşuna zahmet etmeyelim, boşa zaman harcamayalım.
Çünkü zaten okumuyoruz ve okumayı da bilmiyoruz demektir. Önce okumayı ve mümkünse yazmayı öğrenmemiz gerekir.
Dostlar; yazılı metinleri saldırganca eleştirmeden önce, yazılı sözcüklerin ardındaki anlamları, anlayacak düzeye gelmemiz gerekir. Yani okumanın, ne anlama geldiğini anlamamız gerekir.
Bir metin binbir emekle ve eziyetle yazılır. Bazen tek bir satır için, saatlerce düşündüğü olur yazan kişinin.
En doğru anlatımı sunabilmek için çırpınır. Kendini diğerinin yerine koyar ve anlayabilirler mi diye bulmaya çalışır.
Okuyabilmek için bunun farkına varmamız gerekir.
Şimdi dönüp kendimize soralım:
Biz, gerçekten okumayı biliyor muyuz?
Editör: Dilek Tuna Memişoğlu
