MERDİVENVARİ PİYANO
Hava parçalı bulutluydu. Sanki sonbahar hüznü çökmüştü... Güneş, kara bulutlara rağmen varlığını hissettiriyor, ışık hüzmeleri birer inci gibi parlıyordu.
Sağ tarafta merdiveni andıran bir piyano, sol tarafta kara bulut parçaları ve ikisinin tam ortasında; yüzü hafifçe sağa yani piyanoya dönük, elinde keman ile bir kadın duruyordu. Müzik notaları birer kelebek gibi uçuşuyor, uçuşan notalara kuşlar da eşlik ediyordu.
Bir rüyayı andıran bu manzara karşısında Nahit, düşüncelere daldı. Zira bu manzara ilgi çekiciydi...
"Şu piyano neden merdivene benziyor? Üstelik sanki ufuklara uzanan bir merdiven... Bu güzel manzara içinde kara bulutlar neyi temsil ediyor?" diye kendi kendine söylendi Nahit...
Nahit, düşünceye dalan gözleriyle manzaraya bakmaya çalıştı... Kara bulutların arkasında saklı güneşe baktı. Işık hüzmelerinin kadının kalbindeki gizli cevheri aydınlattığını gördü...
Nahit, kendince edebiyata ve sanata yüklediği anlam ile manzaraya bakmaya devam ederek düşündü...
"Edep ve edebiyat, sanat ve sanatkar, eser ve müessir; bütün bu kelimeler birbirine çok benziyor. Sanki biri diğerine hizmet ediyor gibi...
Hayat bir mücadele sahası ve bu sahanın başrol oyuncuları sadece insanlardır. Her şeyin bir nedeni olduğu gibi, her şeyi engellemeye çalışan nedenler de vardır.
Ve insan engel ve gayret içinde bir yolcudur.
Hayallere ulaşmak için çalışmak, engelleri aşabilmek gerekir.
Belirlenen hedeflerin, amaçların, gayelerin yolu düz olmayabilir. Bu hayatta ulvi amaçlar için çalışanların yaşamları anlamlıdır. Ve bilinmeli ki; ‘hiç bir hedefe, zafere çiçekli yollardan gidilmez’ Hayatın ve yaşamın gerçek anlamı mücadeledir...
Meşru ve haklı amaçlara ulaşmanın en büyük kriteri; meşru yollarda meşru hedeflere yürümektir. Edebiyatta öyle değil midir?
Edebiyata edep ile yönelmek, edep ile okumak, edep ile yazmak değil midir?
Sanat ve eser de öyle olmalı. Duygular, düşünceler, hayaller ulvi bir amaca, ahlaki çerçevede hizmet etmelidir. Aslında en büyük şöhret alkışlanmak, dünya çapında tanınmak, kitlelerin gözdesi olmak değil; bilakis zihinlere sağlıklı düşünceler kazandırmayı amaçlamaktır." diye zihnine düşen notları yazdı Nahit.
Sonra manzaraya tekrar baktı ve yeniden düşünerek yazmaya devam etti.
"Bu merdiven çok davetkar duruyor. Müthiş bir cazibesi var. Fakat diğer tarafta kara bulutlar sanki bir engel oluşturuyor... Dış dürtüler insanı kuşatırsa, işte o zaman insan iç sesini yani kalbinin sesini ıskalar. Aslında her insan keşfedilmeyi bekleyen saklı bir hazinedir. Tıpkı bu kadın gibi..." diyerek notlarını tamamladı Nahit.
