A T A T Ü R K
Teori (kuram): ‘’Bilimde bir olgunun, sürekli olarak doğrulanmış gözlem ve deneyler temel alınarak yapılan açıklama; herhangi bir olayı açıklamak için kullanılan düşünce sistemi’’ biçiminde tanımlanmaktadır.
Neticede; teori kurgusal bir senaryodur. Hayatın akışından yapılan kestirimlerdir. Bİr nevi; “geleceğe yönelik yordama”dır. Kestirimdir. Var olandan; var olacak olana bir yolculuktur.
Hayat; akışkandır. Hareket evrenseldir. Eytişimsel olarak madde, evren durursa düşer. O yüzden de duralamak hayatın yaralarıdır. Herkesin kaçırılmış fırsatlar hikayesi vardır. Ani, hızlı, doğru kararlar veremedikleri için birikmiş keşkeleri mutlak vardır…
Siz duralarken beklediğiniz durakta; el kaldırmadığınızdan sizi alması gereken taşıt kendi gerçeği ile sizsiz çoktan hareket etmiştir. Yaşam; yatağında, kendi realitesinde akar. Siz müdahil olmazsanız, özne değil nesnesi olursunuz. O yüzden maddi gerçek; kısmen istenç (istek duyulan, içten gelen, istenilen herhangi bir şeyi gerçekleştirmeye bilinçli olarak karar verme ve bu kararı yerine getirme gücü) müdahalelerine açıktır. İnsan hikayeleriyle başarıları; ulusların tarihleri ile kalıcılıkları arasındaki ilişkiler bir yönüyle benzeşir. Bunu gerçekleştirenlere lider-kahraman diyoruz.
Olguların bütün değişkenlerini saptamak ve ona iradi müdahale edebilmek teorik olarak mümkünse de, pratikte her zaman gerçekleşmez. Olguların bir dış geçerliği, bir de iç geçerliği vardır. Biz genelde dış geçerliği gözlemleriz. Bireysel hedefler, toplumsal hayaller yararlıdır. Hedef; muhataplarını canlı kılar, ayakta tutar. Ama bunları reel tutamazsanız, teori salt gerçekleşmeme ile kalmaz; var olan kazanımları da riske edersiniz.
Atatürk böyledir. O yüzden imparatorluğun küllerinden bir ulus devlet yaratabilmiştir. Oysa benzer örgütsel mensubiyetlerine rağmen - ikisi de ittihatçı- Enver Paşa; var olan kudretine karşın var olan imparatorluk mevcudiyetini rasyonel kararlar alıp riske etmiştir. Atatürk, var olmayanı imparatorluğun külleri arasından rasyonel karar ve stratejilerle imkansız görüleni muktedir kılmıştır.
Ütopya, kızıl elma düşünseldir. Bireylerin ve toplumun amaçlı, hedefli kılınmasında, canlı tutulmasında pratik kazanımlar kazandırır. Hayalsiz insan; yarınsız toplum olmaz. Ümit her daim olmalıdır. Hayatın oksijenidir. Teorik olarak bizi besler. Gerçekmiş gibi algılarsan Orta-Asya steplerinde sadece makus talihin oluşmaz; yedeğinde temsiliyeti olan imparatorluğu hem de hedef kitlen Basmacı Türklere tutuklanır; hayallere hazin veda edersin.
Her iki lidere de saygı ve minnetle….
