Advert

Odanın İçindeki Bilge Ağaç / Kenan Gül

Yazan: Kenan Gül -ODANIN İÇİNDEKİ BİLGE AĞAÇ

ÖYKÜ - 01-05-2024 21:04 183 kez okundu.

Odanın İçindeki Bilge Ağaç / Kenan Gül
Advert

ODANIN İÇİNDEKİ BİLGE AĞAÇ

Son günlerde elinden düşürmediği kitap, aslında acıtmayan bir veda hikayesini anlatıyordu. Yazarın diğer kitapları da düşünülünce, sessiz bir ayrılık üzerine kaleme aldığı bu eser, diğerleri ile ciddi bir çelişki barındırıyordu.

Yine de bulduğu her fırsatta kitabı eline alıyor,
her sayfayı yeniden dokuyordu sanki.

Henüz çok genç olmasına rağmen yaşadığı hastalık nedeniyle kendi içine kapanmıştı.

Çözümsüz gibi görünen sağlık problemini 
büyük bir olgunlukla karşılıyor, aile bireylerinin 
üzüntülerini yapmacık neşesiyle geçiştirmeye çalışıyordu. Belki de, bu nedenle kopamadığı kitaptaki hikaye kendisini cezbediyordu.

Yorulan gözlerini kitaptan ayırıp, hemen yanıbaşında ona geniş bir panorama sunan  büyük pencereden dışarı baktı.

Öfkeli bulutlardan kurtulma çabasındaki ayın ışığı önce yüzüne sonra da yüreğinin en karanlık köşesine kadar ulaştı. Ufukta, bulutların getireceği yeisli bir yağmur havası vardı. Ayın sıcak gülümsemesi ile yarışıyordu sanki. Perdenin kapalı olmamasına sevindi.

Kitaptan ayrılıp dışarıyla ilgilenmesi, en sadık dostu minik beyaz kedinin de dikkatini çekmişti ki, mırıldananarak genç kızın kucağına zıpladı.

Minik elleriyle kedinin başını okşarken, yorgun olduğunu hisseti. Yorgunluğunu hastalığından çok, uzun süreli kitap okumayla ilişkilendirme çabası altındaki gerçek sadece “pollyanna” dürtüsüydü.

Yorgundu. Göz kapakları yavaş yavaş kapanıyordu. Ay ışığı da ne kadar güzeldi.
Avuçlarının içindeki minik kediye rağmen uykuya daldı.

Yüzüne düşen bir şey onu uyandırdı. Ne olduğunu anlamak için sağına soluna bakınmaya başladığında etrafındaki sarı yaprakları farketti. Telaşla pencereye döndü. Pencere mi açılmıştı? Hayır, pencere kapalıydı. Hem baharın başlangıcında sarı yapraklar olabilir miydi?

Şaşkınlıkla anlamak arasında gidip geliyordu. Tam o anda, kestane renkli saçlarının üzerine bir yaprak daha düştü. Gayri ihtiyari yukarı baktığında, odasının içindeki ağacı farketti. Dondu kaldı. Mümkün olabilir miydi?

Koca ağaç, ne zaman odasına getirilmişti? Yoksa ebeveynlerinin bir sürprizi miydi? Öyle olsa bile, neden sonbaharı yaşayan ağaç alsınlardı ki?

Bağırıp evdekileri telaşa düşürmemek için kendisini firenlemeye çalışıyordu. Sonra birşey farketti.

Ağaç, hiçbir dalını kıpırdatmadan yapraklarını telaşla döküyordu.Bunun anlamı neydi?

Elindeki kitaba sıkıca sarıldı. Sanırım, bu da başka bir mevsimin veda havasıydı.

“Acaba rüya mı?” diye soruyordu kendine. Aradığı cevabı bulamıyor, sessiz bekleyiş yavaş yavaş yerini korkuya bırakıyordu.

İşte o anda, ağaç konuşmaya başladı.

"Korkmana gerek yok küçüğüm. Ben senin içinde büyüttüğün ağacım. Yapraklarımın sararıp dökülmesi seni aldatmasın. Baharda yine yeşerecekler. Gün doğumunda sana yeniden, en güzel çiçeklerden dokunmuş elbiseleri giydirecekler. Sararıp dalından kopan her yaprak veda kokmaz."

Genç kızın derinlerinde, ürpertmeyen bir yağmur yağmaya başladı. Huzur tohumlanıyordu sanki içlerinde. Uzun zamandır kendini böyle iyi hissetmemişti. Pencereden dışarı baktığında ayın yerini güneşin doğum sancısı almıştı.Teşekkür etmek için ağaca döndü.

O da ne? Ağaç yoktu.

Sayıklamaya başladı. Bilmediği bir lisanla konuşurken, yüzünü okşayan yumuşacık bir elle kendine geldi.

“Uyan kızım, gözün aydın. Gözümüz aydın. Uygun donör bulundu."

Advert
Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Yıldızlar -2 / Aydın Hanzala

Yıldızlar -2 / Aydın Hanzala

17-05-2024 - ÖYKÜ

Ayak Üstü / Ahmet Keskin

Ayak Üstü / Ahmet Keskin

16-05-2024 - ÖYKÜ