Yol Üstü / Ahmet Keskin

Yazan: Ahmet Keskin -YOL ÜSTÜ
Advert

ÖYKÜ - 09-05-2024 20:58

YOL ÜSTÜ

Yol ikiye bölüp geçiyor. Sağlı sollu tek katlı kerpiç evlerin solgun yüzleri, küçük camlı pencereleri, kırmızısı gitmiş, yer yer yosun tutmuş kiremitleri ile onları koruyor. Bahçe çitleri eğri büğrü ağaç dalları, aralarından sazlar geçmiş gizliyor. Açık alanlar olan yerde tahtadan devrilecek hissi veren divansı oturma yerleri, yanlamasına masalar, etrafında tahta sandalyeler, küçük oturaklar ile köy kahvesi.

Belinde havlusu ile tepside çay dağıtan kahveci, uzanıp çaylarını alan insanlar. Bu insanlar birbirini kedisinden köpeğine kadar her birşeylerini bilir. Günün belirli saatlerinde burada toplanır; sudan, tarladan, doğum yapan hayvanlardan, duyduklarına yorumlarını ekleyip siyasetten konuşurlar.

Yüzleri bazı bazı asılır, bazı bazı kahkaha dolar. Kırışmış yüz çizgileri dünlerin yaşanmışlıkları ile doludur. Oturdukları yerden sevinçlerini kederlerini sıralarlar, sonra hiçbir şey yaşanmamış gibi kaldıkları yerden devam ederler.

Arada bir gözleri yoldan geçen otobüs, kamyon vb. araçlara kayar, sessizlik içinde onların gittikleri yerleri düşünürler; "Ben askere giderken.." diye başlar çeneleri düşer anlatır anlatırlar. Yorulanın yerini yenisi alır, gevezelenirler.

Birkaçı;

"Dümbelek Kazım'ın oğlu.."
"Kara Fatma'nın torunu..”
"Alamancının gelini.." ile devam eder, dedikodunun ömrü uzattığı tezinden hareketle yaşar giderler.

Yandaki dut ağacının dalındaki çengele Yirik Mustafa kestiği erkeci asar, ceviz kütüğü üstüne satırını bıçağını kor, sarı bakır kefeli terazisini sallanan masaya yerleştirir, alıcılarını bekler.

Köstekli saatına bakıp vakti tutturan Selahattin: “Ula! Yirik bana iki kilo çekini" salar.

Yirik Mustafa keser biçer tartar, hazırlar. Araya diğerleri girer. Askıdaki gövde küçüldükçe sipariş telaşı artar. Araya giren kimi kelleyi, kimi işkembeyi, kimi ciğerleri sahiplenir. Her satır vuruşta Yirik canlanır; “Telaşlanmayın keseriz yenisini” ile müşterileri yatıştırır.

Kapı ağzından bakan bakkal Necip; “Akşama misafirim var beni unutmayın.” ekler.

Geniş pencerelerinin kanatlarını açmış tıraş yapmakta olan Kerim müşterisiyle; "Yirik, bugün kaç hayvan kesecek bakalım" diyerek lak laka devam eder.

***

Şehirler arası yol kenarında yer alan bu yaşam alanı adını merak mı ettiniz? Gerek yok. Pek çok yerleşim yeri burası gibidir. Yol üstüdür, şehir yaşamından uzak kendi doğasındadır. Anadolu, böyle yerler bütünüdür.

***

Yollar ikiye bölüp geçer. Fakat yürekleri bir insanlar yaşar buralarda. Kendi kabuğu içinde, derdiyle, tasasıyla, sevinciyle. Büyüğü küçüğüyle, yaşlısı genciyle, etle tırnak misali..
...

Günün Diğer Haberleri