KORKU
Korku, bütün insanların az veya çok yaşadığı evrensel bir duygudur.
Korku, fiziksel, psikolojik, gerçek veya hayali tehditlerden kaynaklanır.
Korku, bizi hayati tehlike ve felaketlere karşı, temkinli ve tedbirli olmaya yönlendirdiği için bazen yararlı olsa da, aşırı korku ve kaygılar başarıyı, huzuru ve mutluluğu engeller. Özgüvenimizi, yaşama sevincimizi azaltır, modumuzu düşürür. Zorluklara, haksızlıklara, şiddete, baskılara, adaletsizliğe, haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı çıkma, direnme ve mücadele gücümüzü azaltır.
Trafik kazaları, savaşlar, terör olayları yangın, deprem, su baskını gibi doğal afetler; can ve mal kaybına neden olduğu için korkuları tetikler. Doğal afetleri önleyemesek de, zararlarını minimize etmek için gerekli önlemleri zamanında alabiliriz.
Çocukluğumuzdan itibaren bilinçaltımızda biriken korku temelli tortularla yüzleşerek;
özgüvenimizi, cesaretimizi arttıracak önlemleri almalı, korku ve kaygılara teslim olmamalıyız.
Egemen güçler, insanları sömürmek, sindirmek için basın yayın ve medya yoluyla bizi sürekli korku ve kaygı ikliminde yaşatırlar.
Korku karanlığı, sevgi aydınlığı, başarı, huzur ve mutluluğu davet eder.
Her şeyin azı karar, çoğu zarardır. Korku da öyle bir duygudur. Abartmadan, hafife almadan dozunda yaşanmalıdır. Cesurlar bir defa ölür, korkaklar bin defa. Korkunun ecele faydası yoktur, unutma.