ESKİYE ÖZLEM
Gün geçtikçe daha çok eskiye özlem duyar olduk. Şehrin kalabalığı sitresi daraltırken ruhumuzu, o sakin günleri arar olduk.
Ne güzeldi sobanın etrafında oturup kestane yerken çay içip çekirdek çitlerken edilen keyifli sohbetler...
Renkli televizyonu olan komşuya gidip dizi izlemek tabi, benim favorim; "Küçük ev, Bonanza ve western filmler."
Bir de yazlık sinemalar vardı. Açık havada film izlerdik. Bizim eve de çok yakındı.
Hafta sonları Soğanlık’tan Yakacık’a Ayazma’ya pikniğe giderdik. Cümbür cemaat kolu komşu nasıl da güzel geçerdi zaman...
Ramazanlar bayramlarda çok güzel olurdu...
80’lerde 90’larda daha 17’sinde Neta’da çalışmaya başlayan bir genç bir kız olmak ...
Hafta sonları arkadaşlarla bir yerlere giderdik tabii ki favorim her zamanki gibi Kadıköy ve Kartal...
Nasıl da güzeldi o yıllar bazen özlerken burnumun direği sızlıyor... Keşke o günler geri gelse...
O günlerdeki samimiyet içtenlik komşuluk birlik ve dayanışma şimdilerde hiç yok... Her şey suni ve yapmacık..
Teknoloji çağı bir çok değerlerimizi de götürdü maalesef. Bir telofona hapsolmuş hayatlar kayıp giden yıllar...
Yalnızlaşıyoruz gitgide. Unutur olduk ananelerimizi.
Eskiden öyle miydi? Anahtarlar kapının üzerindeydi.
Ya komşuluklar ne kadar içten ve samimiydi. Her sokak başında oturmuş muhabbet eden çekirdek çitleyen çay içen mutlu yüzlerin kahkahaları duyuluyordu.
Şimdi komşu komşunun kapısını bile çalmıyor. Ancak işleri düştüğünde. Maalesef...
Yolda gidenler bile birbirleriyle selamlaşıyordu. İyice yabancılaştık birbirimze.
Biz annemizle saatlerce sohbet ederdik balkonda. Nasıl da güzeldi o sohbetler. Sebzeler, meyveler organik nasıl da tatlıydı. Şimdi hiçbir şeyin tadı yok.
Köyler bile köylükten çıkmış. Teknoloji bozmuş dokusunu. Köyleri de betonlaştırmışlar.
Betonlaşmış bir şehrin kalabalığında eskilere özlem duyar olduk.
Yıllar geçtikçe vefa eksilmiş merhamet vicdan gibi ulvi duygular maalesef çok uzakta kalmış...
İşte o yüzden hepimizin geçmişe özlemi...
Hâlâ burnumda kuzinede pişen ekmeğin kokusu... Gaz lambasının loş güzelliği... Demlikte çay hey gidi yıllar hey! Nasıl da geçtiniz su gibi...