Advert

Geç Gelen Dilek

Yazan: Gülçin Granit -GEÇ GELEN DİLEK

ÖYKÜ - 01-02-2023 12:48 665 kez okundu.

Geç Gelen Dilek
Advert

GEÇ GELEN DİLEK

Buz gibi… Ölüm şeklim kadar soğuk mermerler. Ölü yıkayıcısı açık musluğu ayak başparmağıma takıyor, kendi bedenime ben su tutuyorum, gassal kadın köpürttüğü lifi bedenimde gezdiriyor. Ortalığa sabun kokusu yayılıyor. Gassal kadın saçımdaki örükleri açıyor, açtığı her örük, etek gibi dönerek yere akıyor. Önümü arkamı hafif hareketlerle yıkıyor. Arkama silikon sıkıp dünya ile ilişiğimi kesiyor. Sanki canımı yakmak istemiyor. Oysa benim canım yanmıyor ki! Ölü yıkayıcısının gözleri boynumdaki ip izinden oluşan morluklara takılıyor. Parmak uçlarıyla hafifçe ölüm sebebime dokunuyor. “Vah! Vah! Pekte körpeymiş” diyor.

Ölüm sebebim gerdanlık gibi boynumda. Başımdan neler geçtiğini tahayyül etmeye çalışıyor, ben de ölüm sebebim olan çocuksuzluğumu düşünüyorum.  Dünyada çocuksuz geçen günlerimi sorguluyorum yeniden. Bir kızım olsun istemiştim. Çok mu şey istemiştim? Ne yaptıysam bir çocuk doğuramadım. Bunu kendimden bildim. Dualarım kapandı avuçlarımda. Belki de acele davrandım Allah katında. 

Tahammül kapım yüzüme çoktan kapanmıştı ya da ben öyle hissediyordum. Oysa ben de yaşamak isterdim böylesi bir mucizeyi. Her kadın gibi yavrumu kucaklamak koklayıp bağrıma basmayı isterdim. Kocam olacak herifin başka kadından çocukları oldu, ciğerim yandı yıllarca. Allah’tan reva mıydı bu bana? Bir daha kendimi toparlayamadım. Kafayı kırdığımı söylediler ve şimdi buradayım.

Beyaz kefene doladılar bedenimi, üstüme sıra numarası kondurdular, sonra tabuda koyup yeşil örtüyle sarmaladılar. Kardeşlerim, hayırsız kocam safta yerini almıştı çoktan. Kocamın benden kurtulduğunu düşündüğünü biliyordum, yüzünde acımasız bir ifade yüz kıvrımlarında gizliydi. 
Kardeşimse perişan. Beni musalla taşına taşıdılar. Hoca namazımı gözyaşları arasında kıldırdı ve herkesin ömründe bir kere mutlaka bineceği cenaze aracına koydular beni. 

Cenaze aracı hareket edecekken başka bir hoca seslendi ve aracın önüne kendini atarak “Ahmet Hocam! Dur bir dakika." dedi ve araç durdu. Hoca başını içeriye uzatıp, “Ölü doğmuş bir bebek var, kimsesizler mezarlığına götürülmesi gerekiyor. Onu size verelim, mezarlığa kadar misafiriniz olsun, olmaz mı?” Elindeki ölüm evraklarını Ahmet Hocaya uzatarak “Haydi selametle” dedi.

Ahmet Hoca araçtan inip tabutu araladı ve bir besmele çekip, kız bebeğini ayakucuma yerleştirdi. İçim kıpır kıpır olmaya başladı. Sanki kanım yeniden akıyordu damarlarımda. Ablam tabutumun yeniden açıldığını görünce hocanın yanına gelerek, “Hocam neler oluyor, neden tabutu açtınız?” dedi. Ahmet hoca durumu anlattı, bense çok mutluydum. Sanki ölmemiş de yaşıyordum, bana yeni bir dünya bahşedilmişti. Keşke bu bebeği yanıma, kucağıma verseler dedim. Kardeşim, hoca efendiye yaklaşarak, “Aman hocam! Siz kardeşimin neden intihar ettiğini bilmiyorsunuz. O bir çocuk sahibi olamadı, bu yüzden canına kıydı. Lütfen! Lütfen! Bu bebeği ablamdan ayırmayın. Zaten kimsesi de yokmuş." dedi. 

Ahmet hocanın gözleri ufka daldı ve nemlendi, eliyle sarığını düzeltip hiçbir şey diyemeden araca bindi. Güneş yüzünü göstermiş, gelincikler nemli toprakta boş vermişti. Cenaze aracı konvoy eşliğinden mezarlığa girdi. Bebeği teslim almak için bekleyen görevliyle Ahmet hoca bir şeyler konuşuyordu. Şimdi yalvarıyorum Allah’a bebeği benden ayırmasınlar, diye. Dönüşte Ahmet hocanın gözlerine güneş ışınları giriyordu yoksa yüreğinden gözlerine oradan güneşe ışıkları Ahmet hocamı gönderiyordu? Yüzünde bir aydınlık ortalığı yakıp kavuruyordu. Cübbesinin yakasını düzelterek ablamın yanına gitti,

“Çok düşündüm, bebeğin kimsesi olmadığından onu ablanın göğsüne yatırarak Hakk'a yürümelerine izin veriyorum." dedi. Ablam bağıra bağıra ağlıyordu. “Kardeşimin dileği geç de olmasa yerini buldu." diyordu.

Advert
Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Beş Saniye / Ayşe Gürkan

Beş Saniye / Ayşe Gürkan

18-04-2024 - ÖYKÜ

Bir Fotoğraf Anısı / Özlem Tarı

Bir Fotoğraf Anısı / Özlem Tarı

17-04-2024 - ÖYKÜ