BEZ BEBEK
Bez bebeğinin ceplerine saklamıştım
Mavi gözlü misketimi
Serçelere meylin fazlaydı
O gün düşmüştü sapanım elimden
Uçurtmaya takılmıştı gönlüm
Ayrı bahçelerin çocuklarıydık biz
Nasıl oldu bilinmez ama
İki eski tahta parçası kırıldı
Gökyüzümüzü ayıran çitten
Tek bir gün yetti
Gözlerine ortak mavi bilyemle
Bez bebende saklanmaya
Hatırlar mısın bilmem!
Hep bahar vardı bahçenizde
Ödünç gül kokuları getirirdi rüzgar
Karın en hası kaplardı ahşap barakamızı
Sarılırdım inadıma ortak kardelene
Sıcağın hasını verirdi tenime
Uzak bakışlarımla büyürdü yakın pencereler
Annemin görünmesin diye gazete kapladığı
Utangaç camlar
Bir ben olurdu
Bir de sana akan sessiz kelimeler
Duymazdın
Tül perdenin ardında
Bana yasak ışığınla
Bez bebene sarılırdın
Kaç ayaz geçti bilmem
Taşındınız mı bahar mevsiminden?
Başka çocuklar da kaldı mı ardında?
Kardelenin inadını bilmeyen
Biliyor musun?
Hala üşüyor beyazın içinde serçeler
Ben sapanımı atmıştım
Peki ama, bez bebeğin cebindeki
Mavi gözlü misketi buldun mu sen?
Kırılgan serçe yüreği bırakmıştım sana
Tek günlük yaşamın tutkusunda
Eksik olmadı başımdan fırtınalar
Büyüdüm aralarında kusurlarımla
Bir gün bahçene düşen cemreden önce
Aklına ben düşersem
Ve kapını rüzgardan önce
Yanık bir hasret türküsü çalarsa
Bil ki...
Çözülmüş kollarımla
Kırık camlı evlerde tütmekteyim