TÜF
Oturup hoyratça ağlamak istediğim
O günlerden biriydi yine,
Yoktun sen;
Ellerin vardı halbuki,
Bir de düş kenarında bir geçmiş:
Sadece ikisi...
En üst kalite.
Benim için, yalnız benim için
Sızmışlardı bir fanustan sanki.
Yaşasın infini ve liberte!
Düşerek gözlerine,
Ellerine vehimsiz dokunarak,
İçimdeki tüfleri
Atmak istercesine,
Hıçkırıklar gırtlağımı yaralaya yaralaya.
Kabından boşalırcasına
Doya doya,
Daralasıya bağrım,
Kuruyasıya boğazım,
Ağlamak isterken,
Pırıl pırıl aleyna
Aynı slogan tüm kırmızı türevlerde
Yaşasın Vezüv ve Etna!
Ve ağladım, olacağına vardı işte:
Gece ıslandı.
Yoktu cismin belki;
Lakin ıslandıkça ıslandı mısralarım,
Hem de kesik kesik dökülüp dudağımdan,
Hazzını çağlayanlardan alan.
Nemliydi zaten ellerin,
Gözlerine de geçti ansızın
O ferah yayan ıslaklık.
Karın sepelemesini andırır gibi
Tane tane ve ardışık,
Gülümsedi gözlerin.
Utaçtan mı bilmem ama
Kızarıverdi yalnızlık.
Yoktun sen, ancak
Bu pısırık çağrı
Gerdan kırıyordu tufanlarımda
Benimdi işte
Gözlerin ve ellerin.
Öptüm ikisini de
Kamaştıran vega
Öptüm çığlık çığlık
Yaşasın Angel ve Niegara!
Öyle içtendi ki hayalin...
Editör: Suna Türkmen Güngör